Engelli vatandaşlarımız zaten bedensel bir engel ile karşı karşıya iken, bir de onlara sadece belli işleri yapmaları durumunda vergi avantajı sağlanmasının, engelli çalışanlar için yeni bir engel oluşturduğu düşüncesindeyiz.
Başlığı görünce; ‘bu nasıl iş, doktor ve avukatlar manavlardan daha mı az kazanıyorlar ki, daha az vergi ödesinler?’ diye düşündüğünüzü tahmin ediyorum. Aslında böyle düşünmekle de haklısınız.
Normal şartlarda aynı geliri elde eden ne avukat ne de doktor manavdan daha az vergi ödemiyor. Burada mevzu olan doktor ve avukat, bedensel engeli olan doktor ve avukatlar. Kastettiğimiz manav ise yine bedensel engeli olan manavlar.
Daha az vergi ödeyecek olanlar sadece engelli doktor ve avukatlar değil. Bedensel engeli olan, vergi yasalarında serbest meslek erbabı olarak tarif edilen mükellefler. Bunlar mühendisler, mimarlar, mali müşavirler, yeminli mali müşavirler, bir iş yerinde ücretli olarak çalışanlar (yaptığı iş ister genel müdürlük olsun, isterse temizlikçilik olsun) ve küçük esnaf olarak tabir edebileceğimiz, basit usule tabi mükelleflerdir. Bu mükellefler şartlar oluştuğunda indirimli vergi öderler.
Ancak engelli vatandaşların, vergi yasalarına göre tüccar sayılabilen işleri yapması durumunda, diğer engellilere (ücretli, serbest meslek erbabı ve basit usul mükellefler) tanınan vergi avantajından yararlanması mümkün olur.
Bahsi geçen mükelleflerin kendileri engelli olmayıp bakmakla yükümlü oldukları kişilerden engelli biri olması durumunda aynı avantajdan faydalanması mümkün olur.
Vergi yasaları, çalışma gücünün asgari;
%80’ini kaybetmiş olanlar 1. derece,
%60’ını kaybetmiş olanlar 2. derece,
%40’ını kaybetmiş olanlar 3. derece engelli kabul etmektedir.
Çalışma gücünü %40 ve altında kaybeden mükellefleri ise engelli olarak kabul etmemekte ve bu sebeple de onlara bir vergi indirimi öngörmemektedir.
Yukarıda belirttiğimiz oranlarda, çalışma gücünü kaybetmiş olanlara tanınan vergi indirimi (2010 yılı kazançları için) ise aylık olarak;
1. derece engelliler için 670,00.-TL, (Yıllık 8.040,00.-TL)
2. derece engelliler için 330,00.-TL, (Yıllık 3.960,00.-TL)
3. derece engelliler için 160,00.-TL (Yıllık 1.920,00.-TL)
olarak uygulanmaktadır.
Hadiseyi daha anlaşılır kılmak için bir misal verelim. Halil Bey Antalya’da bağımsız olarak Avukatlık yapmaktadır. Doktor raporuna göre çalışma gücünün %60’ını kaybettiğinden 2. derece engelli kabul edilmektedir. Halil Bey 2010 yılında net 30.000,00.-TL kazanç elde etmiştir. Halil Bey engelli olmamış olsaydı 6.120,00.-TL vergi ödeyecekti. Ancak 2. derece engelli olduğundan, ödemesi gereken vergiden yukarıda belirttiğimiz, 2. derece engelli olanlar için sağlanan vergi indiriminden faydalanacağından, 2010 yılı için (6.120,00-3.960,00)=2.160,00.-TL vergi ödeyecektir. Öte yandan Halil Bey kendisi engelli olmayıp, eşi aynı derecede engelli olmuş olsaydı, yine aynı avantajdan faydalanacaktı.
Ancak Halil Bey avukatlık değil de manavlık yapmış olsaydı, vergi kanunlarına göre ticari kazanç elde etmiş sayılacaktı. Ve engellilere tanınan vergi indiriminden faydalanamayacaktı. Yani 6.120,00.-TL vergi ödeyecekti.
Görüldüğü üzere vergi yasaları engelli vatandaşlarımızın sadece belli işleri (işçi, serbest meslek erbabı ve basit usul) yapmaları durumunda vergi indirimi öngörmüştür. Ancak vergi yasalarında belirtilen diğer gelirleri (kira, ticari kazanç, zirai kazanç, mevduat geliri) elde etmelerine herhangi bir vergi indirimi öngörmemiştir.
Engelli vatandaşlarımızın zaten bedensel bir engel ile karşı karşıya iken, bir de onlara sadece belli işleri yapmaları durumunda vergi avantajı sağlanması engelli çalışanlar için yeni bir engel oluşturduğu kanaatindeyiz.
10-16 Mayıs tarihleri, ülkemizde engelliler haftası olarak tanınmaktadır. Bu hafta sebebiyle biz de engellilerin vergi dengesizliğine dikkat çekmek istedik. Umarız, engelli vatandaşlarımızın önündeki bu vergi engeli bir an önce kaldırılır.