9 İşaretli Hikaye

.

………………………………………………………………………………………
Gün gelir bir harfin üzerine konarım. Kır’ı kir, ederim. Gün gelir bir cümleyi nihayete erdiririm. Kendimden sonra geleni büyük harfle başlatırım. Hakkımda en meşhur cümle, “Nokta kadar dünyalık menfaat için, virgül kadar eğilme.”dir. Önemli olan büyüklüğüm değil, nereye konulduğumdur.

,

………………………………………………………………………………………
Fransızcada “fasıla” Latincede “ince dal, sürgün, çubuk” dediler. Asırlardır bildiğiniz, çizdiğiniz Vav’ın tevazu haliydim oysa. O yüzden ses etmedim. Hatta yerime ‘ve’ bağlacı kullansanız itiraz etmem.

;

………………………………………………………………………………………
Anlatanın durmak, dinleyenin anlamak istediği yerdeyim; “fakat” gelirse ardımdan, öncesini nefyederim.

:

………………………………………………………………………………………
İki nokta yan yana gelemedik hiç. O yüzden hep açıklanmak zorunda kaldık, misalleri hep benden sonra gösterdiler.

………………………………………………………………………………………
Sonu gelmeyen cümlelerim, satır aralarında gizlenen fikirlerim, ifade edilemeyen hislerim, bitmeyen misallerim…

?

………………………………………………………………………………………
Fazla koymayın beni cümle sonlarına. Kafanız karışır sonra. Aklınızda şüphe birikirse, yarım kancayı kenara atın, sadece noktam kalsın. Kendini bilen, Rabbini bilir, değil mi?

!

………………………………………………………………………………………
Metin içinde yükseltilen sesim. Fazla bağırma! Sesini duyuyorum cümlelerde; ama seni duyamıyorum. Sesini değil, sözünü yükselt!

………………………………………………………………………………………
Dedikodu, gıybet taşımam. Anti-parantezim; yani parantezi sevmem. İçimde nice inci tanesi iktibaslar yolculuk eder. Büyük sözü dinleyin. “Büyüklerin sözleri, sözlerin büyüğüdür.” derler.

………………………………………………………………………………………
Büyüklerin, özel insanların, ülkelerin yanında, nice unvanların, hürmet ifadelerinin üst köşesinde yer aldım. Ayaklarım yere basmaz haldeyim. Bazen aşağıdaki virgüle bakıp kibirlendiğim de olur. Benden sonra gelen ekler, öncesine yaranmaya çalıştığımı da söylerler. Yine de irtibatınızı kesmeyin. Hep özel insanların yanı başında olun.

Exit mobile version