– Nedir bu bio muhabbeti?
– Sen anlamazsın. İşine bak sen.
– Yahu neyini anlamayacakmışım, neyi rahat bırakacakmışım. İnsan ister istemez gördükçe darlanıyor. Birisi yazmış instagram biosuna “Fotoğraf depolamak içindir, lütfen istek atmayınız.”
– Eee ne olmuş yani, hem sana ne ki bundan?
– Doğru söylüyorsun, bana ne olması lazım, lakin olmuyor işte, duramıyorum, kendimi durduramıyorum. Damlatan musluğun her pıt pıt edişi zamanla insanın zihninde beton etkisi yapar ya, bu da öyle işte. Düşündükçe düşünüyorum, kısır döngüden bir türlü çıkamıyorum.
– Seni neden bu kadar darlandırıyor bu biolar?
– Bi onlar çok takılıyor kafama. Mesela bir başkası ne yazmış bak: “İstekler takip amaçlıdır. DM X.”
– Bu ne demek oluyor?
– Şu demek oluyor: Ben size istek yolluyorsam bu, sizin kara kaşınız, kara gözünüz için değil. Bir zahmet siz de beni takip ediverin. Ayrıca direkt mesaj atmayın. İşim gücüm var, sizinle uğraşamam, takibinizi yapın ve uzak durun, demek oluyor.
– Bir cümlede ne çok mana saklıymış meğer? Bunlar şair-yazar takımından olmasın sakın?
– Çıkıyor işte. Hatta bunlarla yetinmiyorum, çok daha fazlasını da çıkarıyorum. Bak şimdi, şu yazılana bir dikkat kesil, kulak kabart: “Velhasılı kelam; çay demini, insan edebini kaybetmemeli…”
– Buradan ne çıkardın bakalım?
– Önce tebessüm ettim. Sonra sözün derinine indim ve demini yitirenlerle edebini kaybedenlerle öyle haşır neşir olmuşsun ki bu durum, içinde kocaman bir yara açmış ve kapanmak nedir bilmemiş. Öyle ki bu durumu bir sosyal medya platformunda, biyografi kısmına kazımışsın. Vah vah vah. Vah ki ne vah. Neler çektirmişler, ne acılar yaşatmışlar sana böyle, diye düşündüm.
– Belki hayal ürünüdür bu cümleler. İnsanlar, hoşuna giden cümleleri cımbızla çekip istedikleri yere itinayla iliştiremezler mi?
– Elbette isteyen istediğini yapabilir. Şu an benim de yaptığım gibi. Onlar o cümleleri alıp canlarının estiği şekilde iliştirirlerse ben de böyle analizini yaparım. Bu, en tabiî hakkım.
– Peki, tamam yap. Nasıl mutlu oluyorsan öyle yap. Ne diyeyim?
– Bir şey deme bana. Çünkü ben de artık bir şey demek istemiyorum kimseye. O kadar çok insan ve o kadar çok tuhaf biolar var ki işin içinden çıkılacak gibi değil. Kimi sadece memleket yazmış, kimi sadece bir emoji koymuş, kimi de tarih atmış… Çeşit çeşit insanlar… Baksan hepimiz aynı dünyada yaşıyoruz lakin onların her biri kendi içinde ayrı âlemde… Bazıları da öyle yazmışlar ki okuyunca donup kalıyorsun. Bak bir tane daha: “Nasihat istersen, ölüm yeter.” Böyle biolara bir şey denmiyor hani. Haklılığını biliyorsun ve susup kalıyorsun, düşüncelere gark oluyorsun.
– Ee demek ki arada sırada seni düşündüren, gülümseten biolar da olabiliyormuş. Bu kadar sıkıntı etmeni gerektirecek bir durum yok öyleyse?
– Hayır, elbette var. Ben yeter ki gülümsemeyeyim. Çünkü bir defa gülümseyebilmek için bin defa garip duygu girdaplarına düşüyorum. Bio filan görmek istemiyorum.
– Olur, söylerim. Ben doktorum ya hani, reçetelerine yazarım…