Bu Kuşlar Nereden Geldi?

Dünya üzerinde ismi “Erişilemeyen Ada” olan bir yerin varlığını biliyor muydunuz? Evet, böyle bir yer var ve orada bir kuş türü var ki o da “uçamayan kuş” olarak biliniyor. Erişilemeyen Ada’ya uçamayan kuşlar, nereden gelmiş olabilir? 

Afrika ile Amerika arasında bulunan Erişilemez Ada, Büyük Okyanus’ta bulunuyor ve Afrika’ya daha yakın. İstanbul’dan gitmek istesek, belki bir ay sürecek bir yolculukla oraya ulaşabiliriz. Peki, değer mi? Yani Erişilemez Ada’ya erişsek, bizi nasıl bir ortam karşılardı? Buyurun, beraber bir bakalım.

Haritalarda ismi “Inaccessible Island” olan yerin rotasına ilk hedef Güney Afrika. İstanbul’dan Güney Afrika’nın Cape Town şehrine ulaşmamız gerekiyor. Bu uçuşlar genellikle aktarmalı olup, yaklaşık 12-14 saat sürüyor.

Cape Town’dan sonra, hedefimiz Erişilemez Ada’nın yakın komşusu olan Tristan da Cunha olmalı. Önce oraya ulaşmalıyız ki oradan bir şekilde yolumuza devam edebilelim.

Cunha’da havaalanı var ama düzenli uçuş bulunmuyor. İngiltere, Cunha’ya bir havaalanı yapmış ve bunu da BBC “Dünyanın En Gereksiz Havaalanı” şeklinde haber yapmış. Kullanılmayan bir havaalanı, programımıza dâhil edilemez. Cape Town’dan sonra bizi, deniz yolculuğu bekliyor. Eğer bir gemi bulabilirsek ve bizi gemiye aldırabilirsek, yolculuk 7-10 gün sürecek.

Cunha’ya nasıl ulaşırız?

“Tristan da Cunha” adanın bilinen resmi ismidir. Buranın bir hükümeti var. Bu hükümetten vize alarak işe başlamak gerekiyor. Ulaşım genellikle Güney Afrika’dan düzenlenen gemi seferleri ile sağlanmaktadır. Bu seferler genellikle balıkçı tekneleri veya araştırma gemileri tarafından gerçekleştiriliyor.

Cunha, engebeli dağ manzarası, doğal limanın yokluğu, tarım için arazi eksikliği ve her mevsim şiddetli yağmur ve sert rüzgarların olduğu sert iklimi nedeniyle ilk kaşifler tarafından beğenilmemiş. Tarihte genelde Ümit Burnu’nu dolaşmak için uğraşan gemilerin uğradığı yer olarak kayıtlara geçmiş. Fırtınada alabora olan gemilerden kurtulabilen mürettebatın sığındığı yerler olarak bilinir.

Dik deniz kayalıkları ve yalnızca birkaç kayalık kumsalla çevrili olması, nesiller boyu denizcilerin zorlu inişlere ve elverişsiz arazilere karşı temkinli davranmasına neden oldu. Fransız gemisi, 1778’de adaya çıkmayı başaramadığında adaya “Erişilemez” adını verdi.

Buralar keşfedildikten sonra yıllarca uğrayan olmadı. Adanın ismi sadece haritalarda yer aldı. İlk yerleşmeye gelenler de soğuk geçen kışlarda adayı boşalttılar. Adanın tarihinde birkaç defa toptan boşaltıldığı kayıtlıdır. En son terk etme, 1961 yıllındaki volkanik patlamalar sırasında yaşandı.

Tarihte Cunha adası, ilk defa Napolyon’un sürüldüğü ve öldüğü ada olarak kendini dünya çapında duyurdu. Şu anda adanın nüfusu 300 civarında. Bu rakam, yazları biraz daha artsa da çok değişmiyor.

Vize 

Vizemizi alırken neden oraya gittiğimiz konusunda onları ikna etmemiz gerekiyor. 2004 yılında Erişilemez Ada, özellikle nadir kara ve deniz kuş türleriyle uluslararası öneme sahip bir vahşi doğa olarak öneminin tanınmasıyla Dünya Mirası Alanı ilan edildi.

Güney Atlantik’te yer alan bölge, serin ılıman bölgedeki en az zarar görmüş ada ve deniz ekosistemlerinden biridir. Okyanusun üzerinde yükselen Cunha ve Erişilemez Adaların muhteşem kayalıkları, dünyanın en büyük deniz kuşu kolonilerinden birine ev sahipliği yapmaktadır. Enteresan bir şekilde adada memeli hayvan bulunmuyor.

Cunha ve Erişilemez Adalar, UNESCO tarafından, nispeten bozulmadan kalmış ve bu nedenle koruma açısından özel önem taşıyan iki olağanüstü, ıssız okyanus adası olarak kabul ediliyor.

Gemi yolculuğu

Tristan da Cunha’ya ulaşmanın tek yolu, deniz yolculuğudur. Cape Town’dan Tristan da Cunha’ya düzenli gemi yolculuğu biraz meşakkatlidir. Yolculuk, hava şartlarına bağlı olarak uzayabilir. Yolculuğu bir ay değil, en az bir yıl önceden planlamak tavsiye ediliyor. Seyahat tarihleri ve gemi programları hakkında bilgi almak ve rezervasyon yapmak için Tristan da Cunha Hükümeti’nin resmi web sitesine başvurulabilir. Bu kadar izin ve çalışmadan sonra seyahat tarihleri geldiğinde son anda gidemeyen oluyor. Çünkü öncelik varsa, acil tıbbi ihtiyaçları olan ada sakinlerinin oluyor.

Seyahat, yolcu gemileriyle değil, yük gemileriyle yapılıyor. Yani gemi yolculuğu, konforlu geçmiyor. Özel yatlar da ücretli yolcu alabiliyorlar ama böyle bir seyahat programlanamıyor.

Gemi yolculuğu yaparken Cunha’nın bir zamanlar gemicilerin uğrak yeri olduğunu duyarsınız. Ancak birkaç sebepten dolayı sonraki yıllarda kimse uğramaz olmuş. Dünyanın en izole yeri olarak coğrafya kitaplarına geçmiş. Bu üç sebep, balina avcılığının yasaklanması, Süveyş Kanalı’nın 1869’da açılması ve yelkenin yerini buharın alması olarak sayılıyor.

Cunha’dan sonrası

Erişilemez Ada, Cunha adasının yaklaşık 40 kilometre güneybatısında bulunuyor. Adada sürekli ikamet eden çok az kimse bulunuyor. Gelenler genelde dönemsel olarak birkaç gün kalıp gidiyor. Çoğunlukla ıssız ve misafirperver olmayan adada, penguenlere ve foklara ev sahipliği yapan birkaç küçük, kayalık plaj bulunuyor.

Erişilemez Ada’da 1873’ten bu yana daimi sakinler bulunmadığı için Cunha’dan sonra buraya ulaşmamızı planlayamıyoruz. Tesadüfen giden bir araştırma gemisi ya da adayı merak eden özel bir gemi olursa onunla gidebiliriz. Farz edelim fok balıkları ve penguenleri görmeye giden bir araştırma gemisi bulduk ve onlara dahil olduk, Erişilemez Ada’ya ulaştık. Karşımıza nasıl bir yer çıkacak?

Burası volkanik bir ada olup, en yüksek noktası 581 metre civarındadır. Adanın alanı 12,65 kilometrekaredir. Ada, dik yamaçları ve kayalık kıyıları ile bilinir. İç kısımlarında yoğun bitki örtüsü ve birkaç düz ova bulunur. Sahil şeridi, gemilerin yanaşmasını zorlaştıran dik kayalıklardan oluşur.

Erişilemez Ada’nın en önemli özelliği, ciddi bir kuş popülasyonuna sahip olmasıdır. Ada, endemik kuş türlerine ev sahipliği yapar. Bu kuş türlerinin başında küçük “uçmayan kuş” gelir. Bu kuş yalnızca bu adada bulunur ve adanın baskın canlı popülasyonunu oluşturur.

Tristan da Cunha Adası, Inaccessible Adası’na en yakın yerleşimin olduğu yer.

Erişilemez Ada’daki, uçamayan kuşların esrarı 

Dünyanın en izole bölgesine seyahat planladık ve bunun için izinler aldık, mesafeler kat ettik, aylarca emek, zaman ve para harcadık, en sonunda karşımızda kimsenin yaşamadığı bir ada ve adada bulunan uçamayan bir kuş topluluğu çıktı. Çok şaşırtıcı değil mi?

Evet, gerçekten de oldukça şaşırtıcı bir durum. Sadece biz değil adaya giden herkes, bu manzara karşısında şaşırıp kalıyor. Biz bu kadar zorlukla gelirken bu uçamayan kuşlar acaba bizden önce buraya nasıl geldiler? Çünkü teknolojik gelişmişliğe rağmen bugün bile insanoğlu, adaya zor ulaşıyor.

Adanın en yakın Afrika Kıtası’na uzaklığı 2800 kilometre civarında. Bu mesafede tarihin hiçbir zamanında köprü kurulamaz, kuşlar, köprüden yürüyerek buraya geçti diye düşünelim.

Gemiler de götürmedi bu kuşları oraya. Çünkü ilk gemi, adaya gittiğinde, uçamayan kuşlar zaten oradaydılar.

Araştırmacılar, Erişilemez Ada’daki, uçamayan kuşların durumunu analiz etmişler. Adada şuada 5,600 civarında kuşun yaşadığı tahmin ediliyor. Uzun çalışmalar sonunda demişler ki “Bu kuşlar, Amerika’dan geldiler. Muhtemelen kilometrelerce uçtuktan sonra buraya kondular ve daha sonra geri dönmeye cesaret edemediler ya da üşendiler.”

Bu açıklamayı beğenmeyip kendileri de bir çalışma yapanlar olmuş. Onlar da “Kuşlar, buraya uçarak geldi, burada kendilerine güzel bir yaşam alanı buldular, gitmediler ve burada uçma özelliklerini kaybettiler.”

Bu kişiler, bir şeyler bulan ama bulduklarını anlayamayan araştırmacılar olsa gerek. Çünkü en uzun süre havada kalan albatros kuşları da bu adayı çok tercih ediyorlar. Albatros gibi kuşlar neden adayı güzel bulup kalmayı düşünmediler de sadece bu uçamayan kuş türü bu şekilde uçma özelliklerini kaybetti?

“Siz, buraya nasıl geldiniz?” diye, uçamayan kuşlara sorulsa onlar bile bu gibi açıklamalardan daha güzel bir cevap verebilirdi belki de.

“Evet, biz, Erişilemez Ada’da uçamayan kuşlar olarak yaşıyoruz. Peki, siz insanoğlu, dünya adanızda uçabilen bir tür olarak mı bulunuyorsunuz? Siz, nasıl geldiniz?”

Uçamayan Kuşlar

Uçamayan kuşlar, Inaccessible Island rail ya da “Atlantisia rogersi” olarak bilinir. Bu kuşlar, dünyanın en küçük uçamayan kuşları arasında yer alır ve sadece bu adada bulunurlar. Ortalama ağırlıkları 40 gramdır. Üzeri, kahverengi, başı ve altı, koyu gridir, yanlarında ve göbeğinde beyaz çizgiler vardır ve yetişkinlerin gözleri kırmızıdır. Dişi erkeğe benzer ancak daha soluk gri ve alt kısımlarda soluk kahverengi bir leke vardır. Uçamayan tüyleri, saça benzer, incedir. Kanatlar zayıf ve kuyruk kısadır, uzunluğu 3,5 cm’dir.

Exit mobile version