Yarenlerin diyarı olan Çankırı, dünyanın en kaliteli ve en sağlıklı tuzuna ev sahipliği yapıyor. Tuz ve sağlık denilince hemen aklınıza “Himalaya Tuzu” gelmiş olabilir, fakat kimsenin farkında olmadığı, derinlerde gizlenmiş olan bir hazine daha var; “Çankırı Kaya Tuzu”.
Çankırı’da çıkarılan kaya tuzunun, Himalaya tuzundan bile daha kaliteli olduğu araştırmalarla tescillenmiştir. Nitekim yaptığı açıklamada; “Elimizdeki rapora göre Himalaya tuzunda çok fazla demir oksit vardır. Renginin pembe olması da bu sebeptendir. Bütün elementlerin fazlası da zararlıdır, azı da. Çankırı tuzunda ağır metaller yok. Çankırı tuzunda çok fazla sodyum klorür var. O sebeple hangi element fazla olursa olsun bu tuzu etkileyemez” diyerek bu farkındalığı ortaya koymaktadır, Prof. Dr. Hanım Halilova.
Çankırı kaya tuzunda 83 faydalı mineral vardır. Himalaya tuzunda bu oran 84’tür. Fakat bu minerallerin bir kısmı “bor, krom, bakır, flor, manganez, molibden, selenyum ve çinko” gibi sağlık için zararlı olan minerallerdir.
Mağaradan gelen şifa
Araştırmamız esnasında tuz mağaralarının insan sağlığına olan faydalarının ilk defa 2. Dünya Savaşı sırasında Almanlar tarafından keşfedildiğini öğreniyoruz. Savaş sırasında bombardımandan korunmak isteyen insanların bir kısmı tuz mağaralarına sığınmışlar. Aylarca kaldıkları bu mağaralarda astım hastalarının atak geçirmediği fark edilmiş. Savaştan sonra da tuz mağaralarında çalışan işçiler inceleme altına alınmış ve başta akciğer hastalıkları olmak üzere birçok hastalığın daha az görüldüğü fark edilmiş. Bu çalışma sayesinde nem partiküllerinin mağara içindeki tuzla bir araya gelerek bronşları açtığı anlaşılmış.
Mağaraların içindeki tuz kayaları etrafa negatif iyon yayıyor. Bu iyonlar bronşları genişletmekte, alerjik etkileri gidermekte ve bağışıklığı güçlendirmektedir. Bu durum tuz mağaralarının sağlık turizmine kazandırılmasını sağlıyor. Nitekim Nahcivan ve Polonya gibi dünyanın birçok ülkesinde tuz mağaraları artık rehabilitasyon merkezi olarak kullanılıyor. Peki, ülkemizde de buna benzer rehabilitasyon amaçlı tuz mağaları var mı?
Rehabilitasyon merkezi çalışmaları
Bizi Çankırı’ya getiren de bu meraktı. 1000 dönümden fazla bir alanı kaplayan ve toplam galeri (tünel) uzunluğu 20 kilometreyi aşan bu devasa maden, içlerinde rehabilitasyon merkezi olan diğer mağaralara kıyasla çok daha büyüktü. Hititler’den itibaren 5 bin yıldır tuz çıkartılan, günlük 100 tondan fazla piyasaya tuz arz edilen ve bunların yanında dünyanın en büyük tuz mağarası olma özelliğini taşıyan Çankırı Kaya Tuzu Mağarası, rehabilitasyon merkezi olarak da hizmet verme yolunda.
83 faydalı mineral
Konu tuzdan açılmışken, doktorların ısrarla bizleri uzak tutmaya çalıştıkları rafine tuzdan da biraz bahsedelim. Malum ‘Kaynağından tertemiz çıkan su’ ve ‘doğal bal” da dâhil olmak üzere, yenilen ve içilen her şeyin fazlası zarardır. Kaya tuzu da buna istisna değildir. Özellikle hipertansiyon ve böbrek hastalarının tuz kullanımına dikkat etmeleri gerekiyor. Bununla beraber marketlerden satın aldığımız, ‘sofralık tuz’ diye de geçen rafine edilmiş tuzlar konusunda daha hassas olunması gerekir.
Rafine tuzların %97,5’i sodyum klorürdür. Geri kalan kısmında ise iyot ve nem alıcı kimyasallar (E-530, E-533, E-550…) bulunur. Bu kimyasallardan en tehlikelisi, tuzun rahatça serpilmesi için tuza eklenen alüminyum hidroksittir. Yapılan araştırmalar, çocukluğundan beri bu tuzları kullanan insanların alzheimer hastalığına yakalanma olasılıklarının yüksek olduğunu gösteriyor. Ayrıca rafinasyon işlemi sırasında tuzun maruz kaldığı 650 derecelik sıcaklık, tuzun kimyasal yapısını da tamamen bozmaktadır. Rafine tuz, birbirinden ayrılmış kristallerden oluştuğu için, metabolizmayı normalin çok üzerinde zorlar. Bir gram kaya tuzu için vücut bir gram suya ihtiyaç duyarken, bir gram rafine tuz için 27 gram suya ihtiyaç duymaktadır. Vücutta yeterli su yoksa bu su hücre içinden çekilecektir. Sonuç ise: Cilt kırışıklıkları, yüksek tansiyon, eklem hastalıkları…
Sofralık tuz olarak doğal kaya tuzu her yönüyle öne çıkıyor. Çünkü göl tuzlarına sanayi atıklarının karışma ihtimali yüksektir ve mineral sayısı kaya tuzu kadar yoktur.
Kaya tuzunun faydaları
•Vücudun ihtiyacı olan mineraller açısından oldukça zengindir.
•Bağışıklık sistemini güçlendirdiği için vücut direncini artırır.
•Rafine tuzlarda bulunan katkı maddelerini ihtiva etmediği için alzheimer hastalığı riski düşüktür.
•İçeriğinde bulunan lityum sayesinde depresyona iyi gelir. Ayrıca seretonin salgılanmasını tetiklediği için stresi de azaltır.
•Migren ataklarında ağıza bir parça kaya tuzu alınması tavsiye edilir.
•Kışın sıcak suda eritilmiş kaya tuzuyla gargara yapılması boğaz ağrılarını geçirecektir.
•Yine siğil, çil ve lekelere karşı tuzlu sole (krem) kullanılması tavsiye edilir.
•İçine kaya tuzu karıştırılmış suyla duş almak sedef ve egzama hastalıklarına iyi gelmektedir.
•Özellikle astım-bronşit hastalarının yattıkları yerlerde tuz lambası bulundurması tavsiye edilir. Işığın ve sıcağın etkisiyle lambalardan yayılan iyonlar gece rahat nefes alabilmenizi sağlayacaktır.