Çok gezegenli hayat, Mars’ı dünyalılaştırmak, hidroponik tarım, çok kullanışlı uzay gemisi, bütün bu kelimeler Mars’ın üzerinde koloni kurmaya dair oluşturulan dil. Mars’ta Yaşamak kitabının yazarı Stephen Petranek 15 Aralık’ta Nat Geo Live işbirliğinde Zorlu Psm’de Mars’a niçin gidilmesi gerektiğini ve ne yapılması gerektiğini anlattı.
Salon tıklım tıklım dolu. Öğrenci biletleri 40, normal biletlerin 90-120 lira aralığında olması alakayı azaltmamış. Demek ki Mars gerçekten merak ediliyor dedirten bir tablo bu. Konferansa giderken malum aklınızda bir soru vardır ve hep o sorunun cevabını beklersiniz. Bir dilbilim meraklısı olarak zihnimdeki soru “Mars’ta hayat yani başka canlılar var ise onlarla nasıl anlaşacağız, nasıl bir dil kullanacağız?” Konferans büyük bir heyecanla başladı. Heyecanı artıran ise moderatörün sorduğu “Mars’a kimler gitmek ister?” sorusuna bütün herkesin el kaldırması oldu.
Şunu belirtmek lazım, Mars hakkında çok şey biliniyor. İnsan ve Hayat Dergisi’nin 1926 yılında yayınlanan bir gazeteyi referans alarak yaptığı kapak da epeyce ses getirmişti. O yıllarda bile Mars hakkında çok şey biliniyordu. Hatta buna ilaveten “Bir Merihli ile Konuştum” yazısı Aydabir Dergisi’nde 1 Kasım 1954 yılında kaleme alınmış. Refik Halit’e ait bu yazı Merihliler konuşmayı ne kadar çok istediğimizi gösteriyor aslında. Ama önce günümüzde Mars’a nasıl gideceğiz çalışmalar ne yönde onları bilmek icap ediyor. Dil ya da iletişim üzerinde düşünmüşler miydi? Önce konferansta anlatılanlara kulak verelim.
Niçin Mars’a gidilmeli?
Mars’a gitmek için şu sebepler söyleniyor: Dünya savunmasız, büyük bir asteroit bizi sonsuza dek yok edebilir. Keşfetmek genlerimizde var. Dünyada keşfedecek yer kalmadı. Mars’ı Dünya’ya benzeteceğiz, böylece türümüzü koruyacağız.
Şimdiye kadar güneş sistemindeki en çok yaşanabilir yer olarak görülüyordu. Çünkü Venüs çok sıcak; Mars ise daha soğuk; lakin ısıtılabilir. Mars Dünya’nın boyutunun yarısından daha küçük, Mars’ın yüzey alanı Dünya’nın üzerinde durabileceğiniz yüzey alanına eşit, çünkü Dünya çoğunlukla suyla kaplı. Mars’ta bir gün hemen hemen Dünya’daki bir gün artı 39 dakika kadar. Mars’taki mevsimler ve yıllar Dünya’dakinin iki katı kadar uzunlukta. Mars’ın atmosferi Dünya’dan 100 kat daha ince ve nefes almaya elverişli değil. Ortalama sıcaklık eksi 81 derece.
Ay 250 bin mil uzaklıktaydı. Apollo astronotlarının 1969’da üç gününü aldı. Mars ise 250 milyon mil uzaklıkta ve ulaşmak uzay gemisi ile 210-240 gün arası. Ancak uygun bir anda 2 yılda bir fırlatırsak, Mars ve Dünya düzgün hizalandığında roketin kat edeceği mesafe en kısa olabilecek. Ve geri dönmek için 496 gün beklenilmesi gerekiyor.
Özel sektörün roket yarışı
NASA Ay’a iniş yaptık. Arkasından 1969 sonrası Mars’a devam etmek yerine, mekik dediğimiz şeyler yapmaya başladı. Hiçbir gezegene gitme fikri geliştirmedi. Mars’a gitmek tamamen roket teknolojisine bağlı. NASA 2040’a kadar Mars’a ulaşacağımızı iddia ediyor. Ancak Tesla’nın kurucularından ve Spacex gibi çalışmalarla uzay sektörüne yatırım yapan Elion Musk 2027 en geç 2033 tarihlerinde Mars’a ulaşabileceğini söylüyor.
Spacex uzay roketi hakkında uç fikirleri ile yeni bir çığır açacağa benziyor. 2050’ye kadar 50.000 bin kişiyi 200.000 dolara Mars’a götürmeyi planlıyor. 2002 yılında başlayan 3-4 defa roket denemeleri başarısız olsa da Spacex projesi şu anda bütün gezegenin umudu. Roketi bir defalığına değil uzay gemisi olarak kullanmayı düşünüyor. Bunun için de yeniden kullanılabilirlik, yörüngede yakıt yüklemesi yapabilmek, Mars’ta uzay gemisi yakıtı üretmek, doğru yakıtı seçmek üzerinde çalışıyor. Devletler ve robotlar artık Mars’ı kontrol etmiyor. Özel şirketler uzayın içinde ve buna geleceğin sektörü olarak bakıyorlar. Çin ise 2025 yılında Ay’a, 2040’da ise Mars’a ayak basmayı planlıyor.
Mars’ta su yok balonu
Yıllardır Mars’ın çöl olduğu söylendi. Mars’taki toprak %60’a kadar su içeriyor. Toprak donmuş halde bulunuyor. Mars’taki birçok kraterin içinde buzlu su tabakaları var. Resimlerden anlaşıldığı üzere Phoenix Lander’ın 2008’de oluşturduğu küçük çukura ait, toprak yüzeyinin hemen altının buz olduğunu gösteriyor. İlk resimden dört gün sonra çekilmiş olan ikinci resimde, birazının buharlaştığı belli oluyor. Mars’ta koloni kurmak, yani hayata hazır hale getirmek istiyorlar. Yaşamak için gerekenler ise, yemek, su, barınak ve kıyafet, artı oksijen.
Aslında Mars’ın kutuplarındaki buzlu sular erimiş olsa, gezegenin büyük bölümü dokuz metre suyun altında kalacak. Yani orada çok su var; ancak bunun çoğu donmuş buz, diğeri yer altında, suya ulaşmak için çok fazla enerji ve teknoloji gerekiyor. Şimdilik düşük teknolojili bir nem alıcısı ile su üretmeye çalışacaklar.
Killi topraklar ve uzay elbiseleri
Sudan sonra kendi habitatını oluşturmayı düşünüyorlar. Hidroponik tarım için robotlar kullanılacak. Zira Marstaki topraktan örnek alınıp Hollanda’da 4 bin dikim yapılmış ve toprakta bitki yeşermiş. NASA topraktan tuğlalara biraz polimer plastik katarak, mikrodalga fırına atacak ve yeterince kalın evler inşa edilecek. Ya da yer altındaki mağaralarda veya bol bulunan lav tüplerinde yaşamak diğer bir çözüm. Zira mağara radyasyonu önleyen bir barikat gibi görülüyor.
Mars’ı yaşanır kılmak %1 olan atmosferi kalınlaştırmaktan geçiyor. Bunun için Mars’ın güney ve kuzey kutupları, karbondioksit buzu ısıtabilirlerse direkt atmosfere doğru süblimleşecek ve Dünya’da olduğu gibi atmosferi kalınlaştıracak. Bunu yapmak için çok büyük bir güneş yelkeni dikmek ve onu Mars’ın güney kutbuna odaklamak gerekiyor. Bir ayna görevi üstlendiği için gezegen dönerken, bütün karbondioksit buzunu ısıtacak, süblimleştirecek ve atmosfere karışacak.
Atmosfer kalınlaştıkça, radyasyondan daha çok korunacağız, daha çok atmosfer bizi ısıtacak, gezegeni ısıtacak. Böylece akarsuya sahip olacağız, bu da ekip biçmeyi mümkün kılacak. Hayatta kalabilmek için yalnızca iki kilogram civarı bir basınç gerekiyor. Kalın atmosfer yeterli basınç oluşturacak. Böylelikle kimse uzay elbiseleri ile dolaşmak zorunda kalmayacak.
Can alıcı sorular
Diğer taraftan gen teknolojisi üzerinde çalışmalar devam ediyor. Çünkü insanın bedeni Dünya hayatına uygun şekilde yaratılmış. Mars’ta yaşamak bir şekilde farklı DNA dizilimleri ile uygun hale getirilebilir.
İki buçuk saat, Mars’ta yaşanmış gibi anlatıldı. Konferans bittiğinde Dünya’ya döndük. Ancak konferansın sonundaki soru hepimizi düşündürmeye devam edecek. Mars’a yapılan milyar dolarlık yatırım niçin Dünya’nın güzelleştirilmesi için yapılmadı ve yapılmayacak? Orayı da Dünya gibi berbat bir yer haline getirebiliriz? Son soru ise can alıcı idi. “Mars’ta koloni kurmak ve dönmemek üzere gidilmek isteniyor. Gerçekten bu projelerden oradakilerin haberi var mı? Sonuçta yabancısı olduğumuz bir gezegende bir şeyler yapmak istiyorsunuz?” Stephen’in cevap ise “Canlı bir şey bulma konusunda şüpheliyim. Onlardan NASA’ya ulaşmış herhangi bir bilgi ve irtibat yok. Ancak şunu söyleyebilirim. Gelişmiş medeniyetler az gelişmiş medeniyetler ile irtibat kurmak istemez; zira iletişime geçerse başına bela alabilir veya olabilir.”
Aslında burada 1926’da yayınlanan yazı, cevaba isabet ediyor. “Merih bizden eski bir hayata malik olduğu için oradaki insanların bizden daha medeni daha ileri oldukları kabul edilmektedir. Merih’te hayat başladığı zaman bizim küremiz henüz duman halinde idi, küremizde hayat başladığı zaman Merih’te insanlar bizim kadar eskimişlerdi. Orada insanların yer çekiminin azlığından dolayı boyca uzun, kafaca büyük, zayıf ve sinirli kimseler oldukları tahmin edilmektedir…”.
Diğer taraftan Refik Halid’in 1954 yılındaki yazısında Merihli ile farazi konuşması da aynı minvalde olması şaşırtıcıdır. “Zira bizim sizler hakkında artık bilmediğimiz bir nokta kalmadı. Hâlbuki dünya sakinleri Merih’i ve üzerindekileri hiç tanımıyor. En tuhafımıza giden şu övündüğünüz icatlardır. Mesela en yenisini ele alalım: Televizyon, Merih’te ecdadımız bunu iki asır önce seyrederdi. Merih’te harp yoktur. Beş yüz bin seneden beri silah kullanılmıyor. Harp ve silah çok ibtidaî, fikri olgunluğa erişememiş, aynı zamanda gelişmeye elverişsiz küçük kafalı ve bozuk ahlaklı mahlûkların işidir…”
Ses ile temas mümkün mü?
Ve nihayetinde günümüzde acaba Marslılar ile nasıl anlaşacağız, tanışacağız sorusuna insanlık adına bir cevap vermek gerekiyor. Dilbilim açısından bakılırsa sesler belirleyici olabilir. Ayrıca Dünya dışında bir canlının varlığını anlamak için radyo dalgalarının çok antika bir yöntem olduğu söylendi, ışıkta faydalanmak teklif edildi. Çok gezegenli hayata alışmak, gezegenler arası dolaşmak fikri çoktan dile getirilmiş. 18 bin âleme rahmet olarak gönderilen Peygamber Efendimiz’in usulü ile kelime-i şehadeti söylemek ve ezan okumak, bütün bunları duymak iletişim için ortak nokta olabilir. Bu sesi vermek veya duymak Mars’ta yaşamak için bazı şeyleri değiştirilebilir.