Berbera, Afrika’nın en doğusunda, Somali’nin Aden Körfezi’nde bulunan, Kızıldeniz kıyısına yaslanmış önemli bir liman şehri. Bulunduğu yer itibariyle de hayli stratejik konuma sahip. Birçok devletin, buraya hâkim olmak için mücadele vermesi bundan dolayıdır. Osmanlı’nın eli de 1500’lü yıllarda buralara kadar uzanmış, elinin değdiği her karesine ahlâk ve iffet kokusunu sindirmiştir. Ta ki 19. yüzyıla kadar…
Resim: Develer, Berbera’dan Mekke-i Mükerreme’ye doğru yola çıkmadan önce, suyu elle çekilen kuyularda sıralarını bekliyorlar.
Berbera’nın tarihî geçmişini fazla uzatmadan, Somali’nin ve Berbera’nın bir başka önemli yönüne pencere açalım, seyre duralım. Berbera Limanı’ndan ayrılıp Kızıldeniz’i Hint Okyanusu’na bağlayan Bâbülmendep’ten geçerek, mübarek beldelere varanların hikayesini dinleyelim.
Somali, bulunduğu yer sebebiyle kurak ve sıcak iklimin hâkimiyetinde varlığını idame ettiriyor. Gökyüzünden, yağmurdan ziyade güneşin kavurucu sıcaklığı düşüyor toprağına. Haliyle bazı yerler hariç, tarım yapılamıyor. Bu yüzden, Somali halkının en önemli geçim kaynağı, hayvancılık oluyor. Çoğunun nasibine bu bile düşmüyor, maalesef.
Kurban Bayramı geldiğinde manzara daha net görünüyor. Çünkü çok azı kurban kesebiliyor. Onların da çok cüzi miktarı büyükbaş, geri kalanı küçükbaştan kurban edebiliyor. Güçleri ona yetiyor ancak. Kesemeyenler ise gözleri yolda, yardım gönüllülerini bekliyorlar. Gerek Türkiye’den gerek Avrupa’dan onlarca yardım kuruluşu, bekleyenlerin yüzünde, bir günlük de olsa küçük bir tebessüm oluşturabiliyor. Ellerinde, paketlenmiş kurban etleriyle beraber Somali’nin en ücra köşelerine kadar gidiyor, gözü yolda olanlara yardım elini uzatıyorlar.
Durumu biraz daha iyi olanlar, hemen belli oluyor. Genellikle kapılarının önünde ya da bahçelerinde üç-dört tane büyük, bir iki tane de yavru deve bulunuyor. Yavru develer ürkek olduğundan kendilerine zarar vermesinler diye hemen hemen her evde, bir ağaç dibine ya da müsait bir yere çalılardan dokuz metrekarelik yuvarlak alan yapılıp buraların içine konuluyor. Belli bir müddete kadar bu şekilde muhafaza ediliyor. Develer, çok uzunca bir süre susuzluğa dayansalar da su içme ihtiyacı hissettikleri zaman, köylülerin kendi elleriyle açtıkları küçük kuyularla veya sondaj vurularak açılan daha büyük kuyularla sulanıyorlar.
Devenin her türlü güzel hali Somali’de yaşanıyor
Somali insanı, devenin etini, sütünü çok seviyor ve çok tüketiyor. Devenin hörgücündeki yağı, yemeklere katıyorlar. Sabah beş buçuk, altı gibi yol kenarlarına onlarca Somalili diziliyor, yenice sağdıkları taze deve sütünü satmaya çalışıyorlar. Hane bütçelerine bir katkı da bu şekilde sağlama gayretindeler.
Yüz, iki yüz, üç yüz hatta daha fazla devesi olanlar da var. Bunlar genellikle deve tüccarlığı ile uğraşan ve büyük deve çiftlikleri olan, zengin kimselerdir. O yüzden Somali’ye ne zaman gidilirse gidilsin, başlarında çobanlarıyla beraber insanlara ait, büyük deve sürülerine rastlanır. Her bir devenin üzerine yazılmış numaralar da gözden kaçmaz. Bu numaralar, deve sahiplerine aittir. Deve kaybolursa bu vesileyle sahibine ulaşılsın diye yazılır.
İbadette yer bulma yolculuğu böyle başlıyor
Deve tüccarlığıyla uğraşanlar, Kurban Bayram’ı yaklaştığı zaman Somali’nin her tarafındaki şehir pazarlarından, halktan birer, ikişer, onar, yirmişer deve satın alarak topluyorlar. Fakat çok fazla seçici davranmıyorlar. Sadece yaşa bakıyorlar, kurbanlık için uygunsa alıyorlar. Hatta gösterişli ise ona dahi bakmıyorlar. Bu konuda biraz rahat davranıyorlar. Vereni de alanı da memnun edecek bir yol aranıyor ve bulunuyor.
Tüccarlar, topladıkları develere kendi çiftliklerindeki develerden de ilave ederek Berbera Limanı’na doğru yola çıkıyorlar. Mesafe, Berbera Limanı’na 100-150 kilometre civarlarında ve daha az ise yol, hayvanlarla beraber yürüyerek kat ediliyor. Daha fazla mesafelerde ise hayvanlar, kamyon ya da tırlarla Berbera Limanı’na getiriliyor.
Getirilen develer, kurbandan haftalar önce limanın yakınında bulunan dağın eteğindeki vadide toplanıyor: Binlerce, on binlerce…
Mekke-i Mükerreme’ye doğru yola çıkan, develerin oluşturduğu bu manzarayı görenin yüreğinde, farklı farklı hislerin oluşmaması elde değil.
Vadinin tamamı mübarek beldelere ulaşmak için sabırsızlanan, aynı renk kisveye sahip develerle dolup taşıyor. Hac farizasını yerine getirmek için hemencecik mübarek beldelere ulaşmayı arzulayan beyazlar içindeki hacıları andırıyorlar. Bir an önce kendilerini oralara götürecek gemileri bekliyorlar.
Limana yaklaşan her gemi, içine doluşan develeri pek çok hayvana nasip olmayacak kutlu, mübarek bir yolculuğa çıkıyor. Berbera Limanı’ndan ayrılan gemiyle Bâbülmendep’i aşarak Suudi Arabistan’a; Mekke-i Mükerreme’ye, Medine-i Münevvere’ye varacak, binlerce, on binlerce kulun Allah’a yaklaşmasına vesile olacaklar.
Resim 1: Somali’nin kurban pazarında Müslümanlar, yerel nazik hayvanları kurbanlık olarak alıyor.
Resim 2: Somali’de, hayır sahibi insanların açtığı kuyulardan su içen hayvanlar.