Sosyalleşememe Girdabı

Sosyal medya ortamlarında sağlıklı tartışmaların yapılabilmesinin neredeyse imkânsız olması göz önüne alındığında; buralarda yapılan tartışmaların ve yazışmaların neticesinde itibarımızın kayıp, zamanımızın israf olması ve ruh dünyamızın kirlenmesi şeklinde vahim sonuçlarla karşılaşabiliriz.

Çeşitli sosyal medya uygulamaları bazı başlangıç işlevleri ile birlikte yayınlandılar ve biraz dönüşmüş olmakla birlikte hala aktif olarak kullanılıyorlar. Hemen hemen hepsine hem bilgisayarlar hem de çeşitli mobil cihazlar üzerinden ulaşılabiliyor. Bu uygulamalardan günümüzde yaygın kullanılan bazılarını, onlara sahip olan şirketlerin bilgilerini ve başlangıç işlevlerini inceleyelim. Mesela Facebook, 2004 yılından beri kullanılan eski bir sosyal medya uygulamasıdır. Arkadaşlarımızı bulmak, onlarla iletişim kurmak ve hayatımızda meydana gelen değişiklikleri bu platform vesilesiyle çevreye ulaştırmak yegâne gaye idi.

Twitter, 2006 yılına “Şu anda ne yapıyorsun?” sorusuna verilecek cevapla, haberdar etmeye yarayan bir uygulama olarak başladı. Yine bu uygulamanın da direkt mesajlaşma özelliği bulunmaktadır.

Instagram, fotoğraf tutkunlarının çektikleri fotoğrafları ilgilileri ile paylaşabildikleri mobil uygulama olarak 2010 yılında başladı ve 2012 yılında Facebook tarafından satın alındı. Bu uygulamanın da mesajlaşma özelliği bulunmaktadır.

2009 yılında özel mesajlaşma, grup oluşturabilme gibi amaçlarla başlayan Whatsapp uygulaması da yine 2010 yılında Facebook şirketi tarafından satın alındı. Dünya üzerindeki internet trafiğinin büyük kısmı bu siteler üzerinde oluşmaktadır.

Her yeni özellik, daha çok zaman kaybı demek

Sosyal medya uygulamaları, kullanıcılarını uygulama üzerinde daha fazla vakit geçirmeye teşvik etmek için sürekli yeni özellik ekleyerek, zamanla başlangıçtaki temel işlevlerinden uzaklaştılar. Özellikle Instagram ve Whatsapp ile birlikte Facebook, internete bağlanan insanların yarısından fazlasının bilgilerine sahip olabiliyor. Bu uygulamalar aynı zamanda birer reklam platformudur ve Facebook şirketi de Google gibi dünyanın en fazla reklam geliri elde eden şirketlerin başında gelmektedir. Bu uygulamaları ne kadar çok kişi, ne kadar fazla süre kullanırsa o kadar reklam geliri artar.

İnsanlar, çoğunlukla Facebook ve Whatsapp üzerinde gerçek bilgileri ile yer alırken Instagram ve Twitter’da gerçek olmayan hesaplarla da yer almaktadırlar.

Sosyal medya uygulamaları, kullanıcılarını rakiplerine kaptırmamak için yarışıyor ve rakiplerinin işlevlerini kendi uygulamalarına ekliyor. Bu yüzden hepsi neredeyse benzer özelliklere sahip hale geliyor. Mesela şu anda bütün sosyal medya uygulamalarında 24 saat içinde “kaybolan hikaye” adı verilen geçici paylaşımlar ekleme özelliği bulunuyor. Gerçekten “Kayboluyor mu?” kısmı ise akıllarda soru işareti olarak yerini alıyor.

Bir girdap halkası

Çeşitli ülkelerde gösterilen haber içeriklerinin sıklığı ayarlanarak, insanların başta siyasi tercihler olmak üzere birçok konuda kanaatleri ölçülüyor. Buna rağmen bu uygulamalar hala tercih ediliyor. Hatta Facebook uygulamasını bu tür sebeplerle kaldıran bazı insanların hala bu şirketin Instagram ve Whatsapp uygulamasını kullanmaya devam ettikleri görülüyor. Birçok insan bu uygulamaların aynı şirkete ait olduğunu dahi bilmiyor. Facebook halkasından kaçıp kurtulduğunu zannetse de Instagram, Whatsapp halkasından kurtulamıyor. Böyle bir girdapta sürüklenip gidiyor.

Sosyal medya uygulamaları maalesef amaçlarına ulaşıyor ve insanlar bu platformlara farklı konularda başlatılan tartışmalara katılarak destek veriyor. Üstelik iyi bir şey yaptığını zannederek. Bu işi profesyonel olarak yapan ve “trol” adı verilen kişilerin başlattığı tartışmalara katılarak çeşitli gündemler oluşmasına, farkında olmadan, dahil oluyor.

Düşüncesiz eylemler

Uzmanlar, sosyal medyada oluşan şiddeti, katılanlara hiçbir fayda sağlamayan ve sonucu olmayan kısır tartışmaları, kamusal alan ve sağduyu bağlamında değerlendiriyor. Kamusal alan, toplumun ortak yararını belirlemeye ve gerçekleştirmeye yönelik düşünce, söylem ve eylemlerin üretildiği ve geliştirildiği ortak toplumsal etkinlik alanına işaret etmek için kullanılan bir kavramdır. Sağduyunun oluştuğu ortam olan kamusal alan ile özel alan arasındaki sınırların bulanıklaşması sonucunda, sosyal medya şiddeti, bir anda alevlenen tartışmaların oluşturduğu suni gündemler ile sosyal medyada linç eylemleri ortaya çıkıyor.

Herkesin fikrini özgürce paylaştığı, başkalarının fikirlerini de yine özgürce okuduğu ve onları uyguladığı kendi düşüncelerinin de uygulamasını gördüğü alan olarak sosyal medya; ilk bakışta bir kamusal alan olarak değerlendirilebilir. Evet, bu uygulamaları milyonlar kullanıyor; söz söylüyor, dinliyor, yargıda bulunuyor. Ancak bu alanın ne denli kamusal bir alan oluşturduğu yine de tartışmaya açık.

Organize ve gayri organize

Sosyal medyada tartışmalara kitlesel katılımlar, organize veya organize olmadan iki şekilde gerçekleşebilir. Mesela yüzlerce kişinin üye olduğu bir mesaj grubuna; “Filan kişi bize hakaret ediyor.” ya da “Filan kişiyi bu mesajı yazdığına pişman ediyoruz.” şeklinde bir mesaj geldiğinde, mekan engeli olmadığı için binlerce kişi birden örgütlenip sosyal medya mesajı üzerine saldırıya geçebilirler. Bu durum, organize olmayan yollarla kendi kendine de gelişebilir. Özellikle toplumun duyarlı olduğu konuda sosyal medya araçları hemen gündemi değiştirebilir.

Sosyal medya ortamlarında sağlıklı tartışmaların yapılabilmesinin neredeyse imkansız olması göz önüne alındığında; buralarda yapılan tartışmaların ve yazışmaların neticesinde itibarımızın kayıp, zamanımızın israf olması ve ruh dünyamızın kirlenmesi şeklinde vahim sonuçlarla karşılaşabiliriz.

Bu araçların işlevine uygun olarak ihtiyaç kadar kullanılması, kitlesel olarak kullanılanların yerine daha uygun ve aynı işlevi yerine getiren alternatiflerinin tercih edilmesi, sizleri bu gürültüden biraz olsun uzaklaştıracaktır.

Pratik Tavsiyeler

 

Exit mobile version