Ekran bağımlılığını, dijital dengeden kopuşu, ekrana bakarak görmek mümkün.”
Dijital dönüşüm, firmaları etkilediği gibi insanları ve bütün dünyayı da çeşitli noktalardan etkiliyor. Bir tarafta iş modellerinde değişimler görülürken, diğer tarafta küçük oyuncular, dijitali, bir kaldıraç olarak kullanmak istiyor. Bazı küçük firmaların hızlıca pazarda pay sahibi olması ve pazarlamanın değişmesi gibi yeniliklere şahit olmak, diğer insanları tetikliyor. Dijital, iş dünyasının bir numaralı konularından. Ancak bir taraftan da konunun öznesi olmayan sürekli tüketiciler var ki onların, “Neden?” sorusunu sorarak işe başlamaları gerekiyor.
Farklı şeyleri, farklı zamanlarda ve birden fazla yerde görmenin mümkün olduğu dijital ortam, hemen hemen her yaş grubundan insanı kendine çekiyor. Çekime kapılanlar, kapılıp da orada kalanlar, telefon, bilgisayar ve tabletlere bağlı şekilde, birer bağımlı haline geliyorlar.
Dijital ekranları, iş yeri olarak görenlerin yanında, bu ekrana bilinçsizce maruz kalan kişilerin fazlalığı, ciddi bir problem. Ekran başında geçirilen vaktin çokluğu, ekran bağımlılığıyla ilgili endişeleri beraberinde getiriyor. Ekran bağımlılığı; televizyon, bilgisayar, telefon ve diğer ekranlı cihazları, gereksiz ve kontrolsüz kullanma ve bu aşırı kullanım sonucu bireysel sorumlulukları aksatma şeklinde tanımlanıyor.
Bağımlılık, beraberinde beden ve ruhta hissedilen rahatsızlıkları getiriyor. Bunlardan kurtulmanızı, en azından kendinizi kontrol edip, denge tarafında durmanızı sağlayacak şey, yine elinizdeki telefonların ekranlarında duruyor olabilir mi? Dijital denge programı ile hangi medya araç gereçlerinden ne kadar kullandınız, görmeniz mümkün.
Dijital denge
Dijital denge; akıllı telefonların ayarlar kısmında bulunan bir uygulamadır. Bu uygulama, günlük ekran sürenizi, hangi uygulamalarda ne kadar vakit harcadığınızı, telefon kilidini kaç kere açıp kapadığınızı gösteriyor. Vakit sınırlaması konulan yerlerin aşımlarında, ne kadar süre uzattığınızı gösteriyor. Bugünden geçmişe doğru baktığınızda, hangi uygulamalarda ne kadar vakit geçirdiğinizi rahatlıkla görebilirsiniz.
Eğer ekran süresini yönetmek, sınırlandırmak isterseniz, dijital denge modunu aktifleştirmeniz yeterli olacaktır.
Vakti kıymetli olan, bunu doğru yönetmek isteyen ama eline telefonunu aldığında zamanın nasıl geçtiğini bilemeyenler için faydalı bir kontrol paneli olabilir. Bütün diğer uygulamalar, kendi içerisinde ne kadar vakit harcandığına odaklanıyor. Çoğu uygulamanın tek maksadı, size ekran karşısında en fazla süreyi geçirtmek, sizi oyalamaktır. Sitelerin dizaynları ve algoritmaları bu şekilde tasarlanır.
Denge uygulamasını aktif ettikten bir hafta sonra, öncelikle program program analizinizi yapmanız gerekiyor. Bir haftalık kullanımı açıp gün gün bakmalısınız. Mesela 55 dakika zaman harcadığınız bir uygulama, bu zamanı gerçekten hak ediyor muydu?
Bir de günlük bildirim sayılarınızı kontrol etmelisiniz. Hangi programdan kaç bildirim aldınız? Gelen bildirimler oldukça fazla dikkat dağıtıcıdır. Bunları da düzenlemeniz gerekebilir. Bazı uygulamaların bildirimlerini kapatabilir, diğer bazı uygulamaları ise belli saatler arasında uyku moduna alabilirsiniz.
Sorgulamaları günlük ve program program yaptıktan sonra bazı notlar çıkarmalısınız. Bu notlar çerçevesinde bazı uygulamalara zaman sınırlandırması getirebilirsiniz. Bir ay sonrasında kullanımınızı takip edip, istediğiniz “dijital dengeye” ulaşmaya çalışmalısınız.
Siz bir denge kurduktan sonra sırada yakın çevreniz gelecek. Çocukların kullanmış olduğu telefonlarda da ebeveyn olarak ayarlayacağınız dijital denge ayarları var. Çocuğunuzun cihazına bağlanarak, dijital kullanımını kontrol edebilir, uygulama ve saat sınırlaması yapabilirsiniz.
Ancak kendinizi değiştirmediğiniz veya denge tarafında durmadığınız sürece, bunu çevrenize yapmanızın anlamı olmayacaktır. Hafta sonları, ailece kullanım panellerinizi tartışabilirsiniz. Dakika dakika kullanımlarda, bazı açıklamalar, yakın çevrenizin kendisini geliştirmesine imkân sağlayacaktır. Mesela bir okuma uygulamasında günlük geçirdiğiniz zaman, diğer aile fertleri için, tavsiyeden daha önemli hale gelecektir.
Sizin dengeniz, ailenizi de dengede tutacak, ekrandan gelen güçlü rüzgârlar bile onları savuramayacaktır.
Cihazın ayarlar kısmından dijital dengeyi, sonrasında da ebeveyn denetimini seçerek, çocuğunuzun kullandığı uygulama ve web sitelerini kontrol edebilir, hatta icap ederse cihazı uzaktan kilitleyebilirsiniz.
Kendine gel ve dengeyi sağla
Ekran bağımlılığı için neler yapabiliriz? Bu soru, aklımızı kurcalar durur. Şunu bilmemiz gerekiyor; bizler kısmen, evlatlarımız ise bizzat ekranların içinde dünyaya geldiler. Kimi durumlarda ekranları kullanmak, zorunluluk olabilir, kabul. Ancak fayda tarafında durulmayacaksa ve denge unsuru göz ardı edilecekse, fayda tarafından çıkıp zarar tarafına geçilecek demektir.
Denge için notlar:
- Dengeyi, hem zamanda hem de fayda-zarar noktasında yapmalı, ona göre bir plan ve program geliştirmeliyiz.
- Telefon ana ekranınızda, sadece işinize yarayan uygulamaların olmasına ve uygulamaların dağınık bir şekilde değil, düzenli olmasına dikkat edin.
- Düzenli bir ekran, odaklanmanız gereken durumlarda dikkatinizi dağıtmaz. Bu şekilde, ilginiz farklı bir yöne çekilmeden asıl işinizi yapabilirsiniz.
- Bildirimler bölümünde düzenlemeler yapmayı ihmal etmeyin.
- Programların açılma sayılarına dikkat edin. Açılma sayısını fazla bulduklarınız olursa onlara uygun çözümler üretin.
- Bağımlılık yapan uygulamayı silmek, devre dışı bırakmak, kısa vadede çözüm olmayacaktır.
- Baştan telefona ve diğer bütün ekranlara karşı iradenize hâkim olamadığınızda, kısa sürede tekrar yükleyecek ve bu dengeyi koruyamayacaksınız.
- İrade kontrolünüz olmadığı müddetçe dijital dengeyi koruyamazsınız.
- İradenin kuvvetlenmesi için, ekrana meyletmeyecek durumlar aranmalıdır. Severek yapacağınız uzun vadeli, devamlılığı olan hobiler tercih edilebilir.
Bildirimlerin Stresi
Dijital bağımlılık kavramı, ilk olarak 1995’te Ivan Goldberg tarafından, şaka/nükte mahiyetinde kullanılmıştır. Ne yazık ki günümüzde gerçek olmuştur.
2015 yılında dijital bağımlıların sayısı 280 milyondu. Bir araya gelerek Nomofobi Birleşik Devletleri’ni kursalardı, dünyanın en kalabalık 4. ülkesi olurlardı. Microsoft Kanada’nın 2000 tarihli raporuna göre, bir insanın ortalama dikkat süresi 12 saniyeydi. 2013’e gelindiğinde bu, 8 saniyeye düştü.
Bağımlılık kıskacında istenmeyen durumları, eşik yöntemiyle, yavaş yavaş istenen davranışlara dönüştürebiliriz. Ailece sohbet edeceğimiz ortamlar, arkadaş etkinlikleri, ilimle meşguliyet, tabiî ortamda geçirilen vakitler, seyahatler; dijital ortamda geçirilen vakitlere alternatif olabilir. Tabii bağımlılıktan kurtulmanın ilk adımı, bağımlı olduğunu kabul etmektir. Eğer şu anda gereğinden fazla ekranda kalmanın, size zarar verdiğine ikna olduysanız, ilk adımı attınız. Tebrikler! Şimdi diğer adımlara geçelim:
– Telefonunuzdaki uygulamalar, duyguları ve zamanı ele geçirecek algoritmalarla dizayn edilmiştir. Amaçları, ekran süresini uzatmaktır. Ekrandaki renkli akışa ve sınırsız veriye maruz kalmak, dikkat dağınıklığına sebep olur. 2000’li yıllarda bunun ifadesi olarak “dikkat ekonomisi” isimli bir kavram ortaya çıkmıştır. Uzun süredir kullanmadığınız uygulamaları silebilir, kalanları kategorize ederek ekranı sadeleştirebilirsiniz.
– Elinize bir kitap alıyorsunuz yahut ders çalışmaya başlıyorsunuz. Beş dakika geçmeden bildirim geliyor, az sonra bir yenisi daha… Tam da okumaya, çalışmaya niyetlenmiştiniz. Bildirimler izin vermedi değil mi? Haklısınız. Neredeyse bildirimlere bakmaktan, hayata devam etmekte zorlanan bir kesim var. Uygulama ayarlarından, bildirimleri kapatabilirsiniz.
– Önemli bir meşguliyetiniz olduğunda, uçuş modunu kullanmayı deneyin. Kenetlendiğinizde büyük işler başarabilir, uçuşa geçebilirsiniz.
– Yemek masasına, oturma odasına, mutfağa vs. geçerken, telefonlarınızı dışarıda bırakabilir, telefonsuz hava sahaları oluşturabilirsiniz.
– Telefonda geçirdiğiniz vakti takip eden uygulamalar kullanabilirsiniz. Bu takibi iOS’ta ekran süresi ayarlarından, Android’de “Dijital Denge” sekmesinden yapabilirsiniz.
Cihazla bağlantınızı istediğinizde kesebilirsiniz:
- Günlük uygulama sınırlayıcılar, kullanımı sınırlamaya imkân sağlar. Mesela yarım saatlik bir süre sınırı belirlediyseniz, o dakikada uygulamayı durdurur.
- Uyku vakti modu, gece cihazı kapatmanız gerektiğini hatırlatır. Bunun için ekranı gri moda geçirir. “Rahatsız Etmeyin” özelliği ile bildirimleri sessize alır.
- Konsantrasyon modu, dikkat dağıtan uygulamaları duraklatmanızı sağlar.
- “Family Link” ebeveyn denetimi ile kendi telefonunuzdan çocuğunuzu kontrol edebilirsiniz:
- Çocuğun, hangi uygulamada ne kadar vakit geçirdiği raporlanabilir ve sınır koyulabilir.
- Çocuğun, telefona indirmek istediği uygulamalar onaylanabilir veya engellenebilir. Uygulama içi satın alma işlemleri yönetilebilir.
- Çocuğun, cihazı bırakması istendiğinde, cihaz uzaktan kilitlenebilir.
- Uygulama, çocuk dışarıdayken, konumu bilmenize de imkân verir.
Unutulmamalıdır ki bu uygulamaların hepsi takip içindir. Kendini kontrol etmek, tamamen irade ile ilgilidir. Dışarıdan alınan telkin ve hatırlatmalar, insana yön verebilir. Ancak değişim, yalnızca güçlü bir irade ile mümkündür. İki cihan saadetini düşünen, fıtratına ve yaşama gayesine uygun sarsılmaz değerler ve hedefler edinir. Kısa, kolay ama zarar veren alışkanlıklara hayatında yer vermez. Mutluluk, asıl gayemize ulaşmaya, bu da zamanı nasıl geçirdiğimize bağlıdır.