Uzaklarda Bir Yerlerde: Uzay Madenciliği

Tarih boyunca daima ilerleme içerisinde olan insanoğluna, her aşamada yeni hammaddeler gerekmiştir. Yeni hammadde, yeni gelişmeleri beraberinde getirmiş, teknoloji dediğimiz kavram, bu minvalde şekillenmiştir. Bugün insanoğlu, ulaşılması çok güç görülen yerlere yüzünü çevirmiş durumda. Gökyüzü, yıldızlar ve diğer gezegenler, her geçen gün daha da erişilebilir hâle geliyor. Hedef yıldızlar olunca, yeni hammaddeler de oralarda aranıyor.

İnsanlığın keşfetme merakının merkezinde yer alan uzay, bir yandan dünya kaynaklarının azalması diğer yandan yeni hammadde ihtiyaçlarının artmasıyla her geçen gün daha ilgi çekici bir hâle geliyor. Önce Ay, sonra Merih, asteroidler ve diğer gezegenler, kuyruklu yıldızlar ve daha bilinmeyen devasa alanıyla derin uzay, dünyanın bugün ve gelecekte ihtiyaç duyduğu bütün hammaddeler için kaynak ihtiva ediyor.

Uzaklardaki madencilik

Uzay madenciliği, Ay’da, diğer gezegenlerde ve Dünya’ya yakın asteroitlerde (Near-Earth Asteroid- NEA’s) bulunan doğal kaynakların keşfedilmesi, işletilmesi ve kullanılmasını tanımlamaktadır. Bu anlamda uzayda öncelikle, mineraller, gazlar (esas olarak Helyum-3), metaller ve su gibi zengin çeşitlilikte faydalı maddelerle karşılaşılabilir.

Uzay madenciliği denildiğinde bazen akla şu yanılgı gelir: “Uzayda bir asteroide veya bir gök cismine gidilecek, oradaki madenler eşilip kazılarak toplanacak ve dünyaya getirilip ticareti yapılacak.” Fakat gerçek bambaşkadır. Mesela, bir asteroit üzerinde yer alan değerli madenler incelenecekse, düşünülen yöntemlerden birisi şudur: Bir asteroidi ay yörüngesine çekerek, astronotların belirli sıklıklarla asteroit yüzeyine ulaşarak, yüzeydeki dokudan (regolit), araştırma amaçlı olarak örneklerin toplanması ve dünyaya getirilerek incelenmesidir. Bu seçenek, asteroide araç/astronot gönderilmesinden daha ekonomik ve daha uygulanabilir bir yöntem olarak görülür.

Uzay ve asteroidler

Asteroitler genel olarak Merih ile Jüpiter arasında yer alan, “Asteroit Kuşağı” denilen bölgede yer alır. Asteroit kuşağında, yüzbinlerce veya daha fazla sayıda asteroit olduğu doğrudur ancak aralıklar ve uzaklıklar o kadar büyüktür ki iki asteroide bile kısa sürede denk gelme olasılığı oldukça düşüktür. Uzay ekonomisi özelinde değerlendirildiğinde bazı asteroitlerin ederleri oldukça fazladır. Yani bazı asteroitlerin maddi değeri, trilyon dolar düzeyinde ölçülürken kimi asteroidin ise milyon dolarlar düzeyindedir. Bu değerler, o asteroidin barındırdığı nadir elementlere ve minerallere bağlıdır. Ayrıca asteroitlerin ederlerini belirleyen bir başka faktör ise onlara ulaşılabilme kolaylığı ile de doğrudan ilişkilidir. Bazı asteroitlerin dünyaya yakın bölgelerden geçme sıklıkları düşük, bazılarınınki ise yüksektir. Bu yüzden asteroit görevleri seçilirken hangi tür asteroidin dünyaya yakın bir konumdan ne zaman geçeceği ile ilgili hesaplamalar doğru şekilde yapılmalı ve buna göre fırlatma ve yörünge yerleştirmeleri planlanmalıdır.

Uzaydan maden getirilebilir mi?

Hâlihazırda, çıkarılacak maddenin kalitesi, masraflar ve maden çıkarmak için gerekli donanım net olarak bilinmiyor ve sadece tahmin edilebilir durumda. Ekonomik analizlere göre asteroitten çıkarılacak madenlerin dünyaya getirilmesi için harcanan masraf, pazar fiyatını karşılayamıyor ve hâlihazırdaki uzay kargo masraflarının çok fazla olması yüzünden maliyet analizi yapan yatırımcıların ilgisini çekmiyor. Ancak uzay madenciliği, uzun dönemli yatırımlar için elverişli olabilecek bir alandır. Geleceğe yatırım yapmayı ve riski seven firmalar, bu alanda yapılacak masraflardan kaçınmamaktadır. Asteroitlere olan mesafe, mevcut teknolojilerle oldukça uzun bir yolculuk gerektirmektedir. Bu konuda çığır açmayı hedefleyen Astro-Forge firmasının yaptığı bazı araştırmalar, metal yapısı zengin olan Merih (Mars) ve Jüpiter arasında hedeflenen asteroitlere gidiş geliş süresinin 14 yıl olduğunu göstermektedir. Ancak bütün zorluklarına rağmen uzay madenciliği, bir ilerleme dönemine girmiştir. Açılan birçok yeni şirketin katkılarıyla bu alanda, çok daha hızlı ve fazla gelişme olması beklenmektedir.

Uzay madenciliğinin geleceği

Bu alanda bütün iş kesimlerinin ve bilim çevrelerinin ortak çalışmasına ve çaba göstermesine gereksinim vardır. Bu adımların atılabilmesi için, ülkelerin uzay politikalarının netleşmesi gereklidir. İlkokuldan başlayarak bu tür konulardaki farkındalıkların artırılması için eğitim planları yeniden ele alınmalı ve söz konusu olan “yeni uzay çağı”nı kapsayacak ve onunla bütünleşecek şekilde hızlıca düzenlenmelidir. Bu sayede gelecek nesiller, konu ile ilgili donanıma sahip olacak ve uzay yarışında bir adım öne geçme imkânına kavuşabileceklerdir. İnsanlığın sağlığı ve geleceği için mevcut kaynakları daha fazla tüketmek yerine alternatif kaynaklar bulmak, çok daha mantıklı bir yaklaşımdır. Geçmişte yapılan araştırmalar, yüksek maliyetler ve teknoloji yetersizliği gibi nedenlerle rafa kalkmış olsa da yeni gelişmeler ışığında uzay madenciliğinin çok yakında aktif bir endüstriyel alan olması kaçınılmazdır. Uzaydan maden temin etmek, uzaya kurulacak asansörler yapmak, uzay seyahati yapacak araçlar üretmek ve daha nice yenilikler, bu uğurda gayret gösterecek gençleri bekliyor. Maziden öğrendikleri ile hâlin hakikatini birleştirerek, istikbalin mefkûresine kavuşacak azimli girişimciler aranıyor.

Bir mucize: Demir, dünyaya nereden geldi?

Hazreti Allah, Hadid suresi, 25. âyeti kerîmede şöyle buyuruyor: Andolsun ki, peygamberlerimizi açık açık bürhanlar ile gönderdik ve onlar ile beraber kitabı ve mizanı indirdik, nâs, adâletle kâim olsunlar için ve demiri de indirdik, onda hem çetin bir sertlik vardır ve nâs için menfaatler de vardır ve Allah, kendisine ve peygamberlerine gıyaben yardım edecek olanları belli etmesi için, şüphe yok ki Allah, kuvvetlidir ve her şeye galiptir.”

Asteroitler genel olarak Merih ile Jüpiter arasında yer alan, “Asteroit Kuşağı” denilen bölgede yer alır. Asteroit kuşağında, yüzbinlerce veya daha fazla sayıda asteroit olduğu doğrudur ancak aralıklar ve uzaklıklar, o kadar büyüktür ki iki asteroide bile kısa sürede denk gelme olasılığı oldukça düşüktür.

Demir elementi için, “indirdik” ifadesi kullanmıştır. Modern astronomik bulgulara göre dünyada bulunan demir elementi, yıldızlardan gelmiştir. Kâinatta bulunan ağır metaller, büyük yıldızların çekirdeklerinde üretilir. Güneş sistemi ise, demir elementini kendi bünyesinde üretebilecek bir yapıya sahip olmamasından dolayı demir, güneşten çok daha büyük yıldızlarda, birkaç yüz milyon dereceye varan sıcaklıklarda ve yüksek basınçta oluşabilir. Süpernova olarak adlandırılan bu yıldızlardaki demir miktarı belli bir ağırlığa ulaşınca, yıldız, bunu taşıyamaz hale gelir ve patlar. İçinde demir bulunan parçalar uzaya dağılır, gök cisimlerin çekimine yakalanarak çekilinceye kadar boşlukta dolaşırlar. Yani kısacası demir madeni, dünyada oluşmamış olup, milyonlarca yıl önce süpernovalardan taşınarak dünyaya indirilmiştir.

Bir şeyin yukarıdan aşağıya indirilmesi, o şeyin lütuf ve bağış olarak ikram edilmesidir. Kur’ân-ı Kerîm’de bunun örnekleri vardır. Yağmurun yağması, bu iki yönü bünyesinde taşımaktadır. Yani gökten indirilen bir şey olmasının yanı sıra aynı zamanda insanlara verilen bir lütuf ve bağıştır. Dolayısıyla “inzal” kelimesi “ikram” anlamına da gelebilmektedir. İnsan eliyle yapılan şeylerin büyük bir çoğunluğu, doğrudan veya dolaylı olarak demirle alakalıdır. Evler, onunla bina edilir. Gıdalar, demir aletler kullanılarak hazırlanır. Elbiseler, demir aletler ile kesilir, dikilir. Öyle ki demire hâkim olan, -maksadı o ise- dünyaya hâkim olur.

Kaynakça

• Göncü, Ceren; (2021), “Uzay Madenciliği Ve Derin Uzayda Rekabet”, TASAM, (25 Eylül 2021),

• Gent, Edd; (2023), “AstroForge’s Space Mining Tech Will Get Its First Real-World Test This Year”, Singularity Hub, (27 Ocak 2023), https://singularityhub.com/2023/01/27/space-mining-will-get-its-first-real-world-testthis-year/. (Erişim Tarihi: 7 Mart 2023)

• Futurism, (2016), “Humanity’s Future in Space Depends on Asteroid Mining”,(23 Haziran 2016), https://futurism.com/humanitys-future-in-space-depends-on-asteroid-mining. (Erişim Tarihi: 7 Mart 2023) Trend analizi mart 2023, Stm Teknoloji Düşünce Merkezi

Exit mobile version