Tereyağına %80 oranında margarin, birazda renklendirici katılarak ambalajlanıyor. Ürünün ismi “süt yağlı margarin”. Ancak satan pazarcı veya marketçi, tereyağı paketlerinin yanına koyuyor. İnsanlar etiketi ayrıntılı okumadıkları için tereyağı diye satın alabiliyorlar.
Nereden başlasam bilemiyorum. Çünkü hangi ürüne el atsam elimde kalıyor. Yazıyı okuduğunuzda şüpheciliğin bu kadarı fazla diyebilirsiniz. Ancak siz de yediklerinizi bir gıda dedektifi gözüyle incelediğinizden benden daha fazla misalle karşılaşacaksınız. Şüpheyle bakıp incelediğim kaşar, yoğurt, tulum, tereyağ gibi gıda ürünlerinde birbirinden farklı hilelerle karşılaştım. Sadece üretimlerinde değil satışlarında da problemler var.
Hile olmasa, bu peynirleri kimse almaz
Bazı peynirler birbiri içinde eritilerek, bunlardan blok eritme peyniri imal ediliyor. Karıştırılıp hazırlanan ürünlerin “eritme peynir” diye insanlara sunulması gerekiyor. Ancak öyle olmuyor, “kaşar peyniri” diye satılıyor. Bazen de iade gelmiş, küflenmiş veya şişmiş kaşar peynirleri, yeni partide tekrar kullanılarak, onlardan yeniden kaşar peyniri üretiliyor.
Lor peyniri çabuk bozulan bir peynir türü. Erken bozulduğunu anlayan insanlar ürünü satın almıyorlar. Üreticiler buna kendilerince bir çözüm bulmuşlar. Ekşi yemek kokmasını ve diğer kokuları bastırsın diye içine sarımsak konuluyor.
Tulum peynirine gelince ne kadar bozulmuş, küflenmiş ve kokmuş peynir varsa, bunları işleyerek tulum peynirine dönüştürmek mümkün. Tek bir makinede bütün peynirler karıştırılıp pişiriliyor ve araya da katılaşsın diye bolca “nişasta” ekleniyor. Piyasada “trio yağ” diye bilinen ve sahte tereyağı üretiminde kullanılan bitkisel yağ da karışıma eklendi mi “on numara” tulum peyniriniz hazır. Şayet dikkatsiz bir müşteri iseniz farkında olmadan bu peyniri alabilirsiniz.
Süzme yoğurt yerine, jelâtinli yoğurt
Aromalı yoğurtlarda jelâtin kullanımı serbest. Bunu gören süzme yoğurt imalatçıları kendilerince uyanıklık yaparak önce aromalı yoğurt üretim izni alıyorlar. Arkasından aldıkları jelâtinleri aromalı yoğurtta değil, daha karlı olduğu için, süzme yoğurtta kullanıyorlar. Böyle olunca süzme yoğurt üreticisi, sütü jelâtinle koyulaştırıp 3 litre yerine, 2 litre sütten 1 kg süzme yoğurt elde ediyor. Böylece hem tüketiciyi aldatıyor, hem de doğal ürün üretenleri piyasada zor durumda bırakıyor.
Bir başkası tarihi geçmiş yoğurtlarını topluyor, küflerini sıyırıyor, süzüyor ve orijinal süzme yoğurt diye piyasaya sürüyor. Bu durumda sadece hile yapılmakla kalınmış olunmuyor, insan sağlığı da tehlikeye atılıyor.
Süt mü kahve beyazlatıcısı mı?
Bir diğer yanıltma, “kahve beyazlatıcılarının” süt tozu diye satılmasıdır. iyice incelediğinizde içindekiler bölümünde belki kırk tane katkı maddesi yazılır. Ama süttozu ibaresini göremezsiniz. Ancak çok ilginçtir ki görevliye süttozu almak istediğinizi söylediğinizde, size kahve beyazlatıcısını verir.
Bunların önüne geçmenin en iyi yolu denetimlerin sıklaştırması ve işi kanununa tüzüğüne uydursalar bile, bu tür girişimlerde bulunanları ağır yaptırımlara tabi tutmasıdır. Hatta ticaretten men etmesidir. Tabi ki bu anlatılan hileleri her firma yapmıyor, bazılarının mevzuat boşluğundan ve işin sonundaki ranttan iştahları kabarıyor. Büyük firmalar için rant daha büyük oluyor. Onlar bile hilecilere dahil olabiliyor. Sonuçta bu üreticiler yaptıkları işten hayır göremiyorlar ve iflas ediyorlar, ancak piyasada oldukları müddetçe hem insan sağlığı ile oynuyorlar hem de haksız rekabet edip dürüst üreticileri zor durumda bırakıyorlar.
Dondurma keyfi ya da bitkisel yağlı sütlü buz
Çoğu zaman profesyonelce hazırlanan bu ürünleri işin uzmanları bile zor anlar. Sadece duyusal analiz yaparak tespit edemiyorlar. Tüketicilerin etiketlerdeki katkı maddeleri ve ürün isimlerine dikkat etmeleri gerekiyor. Çünkü genelde hileli ürünlerin isimleri normal ürünlerden biraz farklı yazılıyor. iş, belki yönetmeliğine uyduruluyor ama insanların aldatılmasına yetkililer bilerek ya da bilmeyerek göz yumuyorlar. Örneğin piyasada litre ile satılan ve 2 kat şişirilen, vatandaş tarafından da dondurma zannedilen ürün, aslında “bitkisel yağlı sütlü buz”
dur. Üzerine tüketiciyi yanıltmak için kocaman “dondurma keyfi” yazmaları yetmiyor. Ürünün asıl ismini görünmeyecek yerlere yazıyorlar.
Hileyi fiyatından ve kupüründen anlayabilirsiniz
Hammadde böylesine ucuz ve hileli olunca piyasada 5 TL’ye tulum peyniri bulmak mümkün hale geliyor. işin en vahimi ise bu işleri bilmeyen veya konunun uzmanı olmayan vatandaşların bunları ucuz diye arayıp bulması ve afiyetle yemesidir. 5 TL’ye satılan tulum peyniri ne kadar mantıksızsa, 10 TL’ye kaşar peyniri satmak da o kadar mantıksızdır. Çünkü 1 kg kaşar peyniri en az 10 kg sütten elde edebilirsiniz. Sütün mandıra teslim fiyatı bölgelere göre değişse de ortalama 90-100 kuruş arasındadır. Yani, sadece süt parası 10 TL eder. Diğer bütün giderler ve yan gelir olan lor peyniri hesaba katıldığında bile market satış fiyatının en az 15-16 TL olması gerekir. Bu konuya duyarlı olan insanlar ürünün hileli olduğunu anlayamasalar bile, fiyatına dikkat ederek bir nebze olsun hileli ve sağlıksız ürünlerden uzak durabilirler.
Bu tür hilelerden kurtulmanın ikinci yolu, ya güvenilen üreticilerden satın almak, veya tüketilen gıdanın mümkün olduğu kadar evde üretilmesidir. Beyaz peynir, kaşar, tulum peyniri, yoğurt ve dondurma, bütün bunları evde kendiniz yapmanız mümkün. Ancak unutmamak gerekir ki bunları yaparken, acemice ve kontrolsüz davranmak, daha fazla zarar verebilir.