Turkuaz

Taştan Gelen Renk

Eylemiş der-beste dükkânın tabibi ruzigar
Hokka-i piruze gerdunda daru kalmamış

Göz alıcı güzelliğiyle görenleri mest eden,  bir renktir, turkuaz. İki rengin ahenginden meydana gelir; mavi ve yeşil. Tıpkı göğü kaplayan masmavi gökyüzü ve yeryüzünün süsü, ağaçların birleşmesi gibidir. Buhara’nın göğünü, kubbeleriyle aydınlatır bu renk, Bursa’nın camilerinde gösterir yüzünü ve hatırlatır kendini. İznik çinilerinde parıldar asırlardan beri.

Bu renge turkuaz denmesinin sebebi, firuze taşının ve renginin Türkler ile alakadar olmasındandır. Eski dönemlerde savaş malzemelerinde kullanılan bu taş, batı ülkelerinde Türk taşı/rengi anlamında kullanılır.

Turkuaz, soğuk ve dinlendirici bir renk olarak bilinir. Bu özellikleri sebebiyle hastaları sakinleştirici ve yatıştırıcı özellikleri vardır. Panik atak ve manik depresif gibi hastalıklara iyi geldiği için, bazı psikiyatri hastanelerinin duvarlarında ve hastane kıyafetlerinde turkuaz rengi kullanılır.

Rahatlatıcı bir renk olduğu için, bu rengi kullanan insanlar kendilerini daha rahat ifade ettiklerini söylerler. Dikkat ve konsantrasyonu diri tutucu etkisiyle, bir işte istikrar sağlanmasını kolaylaştırır. Yardımseverlik, hoşgörü gibi duyguların potansiyelini artırır.

Firuze/Firuza

Firuze; ışık saçan, parlayan manasında, Farsça bir kelimedir. Aynı zamanda “piruze” zafer anlamına gelen bu kelime, “zafer, galibiyet taşı” ve “göz taşı” olarak meşhurlaşmıştır. Arapçada, “firuza” olarak geçer.

Eylemiş der-beste dükkânın tabibi ruzigar
Hokka-i piruze gerdunda daru kalmamış

Nabi, firuze taşının hastalıklar için kullanıldığını, bu beyitte zikreder. “Devrin doktoru, dükkânının kapısını kapatmış, mavi firuze taşının hokkasında ilaç kalmamış.”

Taşın özellikleri

Taş, fosfat mineralleri grubundandır. Bünyesinde fosfat, bakır ve alüminyum minerallerini bulundurur. Saydam olmayan opak ve mumsu bir yapıdadır. Gök mavisi, turkuaz, mavi-gri renkli gibi farklı hallerde bulunabilir. En kaliteli kabul edilenleri, içinde damar veya çizgi olmayan, gök mavisi renginde olanlardır. Fakat içinde altın renkli birkaç nokta ya da damarlar bulunduran firuzeler de değerli olarak kabul edilir. Bu taşlar takı, mücevher, kemer tokası, bileklik, yüzük, kolye, tespih yapımında kullanılır. Turkuaz taşı, Amerika, Meksika, Şili, Tibet, İran ve Afganistan’da çıkarılır.
Yarı değerli bir taştır. Piyasada sahtesi bulunabilir. Genellikle havlit taşı boyanarak turkuaz diye satışa sunulabilir.

El-Makâmat’ul-Yâkûtiyye

İmâm Suyûtî, El-Makâmat’ul-Yâkûtiyye isimli eserinde, firuze taşını kendi dilinde şöyle tasvir eder;
“Beni iki renk sayesinde üstün kılan, iki elbiseyle giydiren, kimya ilmin gözler için ilaçların arasına katan Allah’a hamd olsun. Hava berraklaştığında ben de berraklaşır, hava bulanık olduğunda ben de bulanık olurum. Nisabur dağından başka yerde bulunmam. Her kim toz halinde beni içerse, giriştiği işlerde başarılı olur.”
Hava bir saat içinde yüz defa değişse bile firuze taşı da o sayıda değişime uğrar. Genelde “İshaki” ve “Halanci” olmak üzere iki çeşit firuze vardır. En değerli ve berrak olanı “İshaki diye anılan firuzedir. Firuze taşı törpülenmez. Ateşte ve sıcak suda özünü kaybetmez. Firuze taşı, yağ ile buluştuğunda gevşer ve berraklaşır. On gün kadar yağda bırakıldığında, ağırlığı günbegün artar.

Velhasıl, hem turkuaz rengi hem de firuze taşı, kullanılması gereken renk ve eşyalardır. Görenlere, kullananlara şifa olması temennisiyle…

 

Exit mobile version