Geçen ayın son günlerinde 29 Şubat’ın 4 yılda bir görülmesi tartışıldı. Bir kimsenin doğduğu gün, Miladi takvime göre 29 Şubat’a denk gelse takvime göre bir sonraki doğum günü 4 sene sonra geliyor. Nisan ayı içerisinde de Mevlid Kandili tartışması yaşanacak. Miladi takvim ibadet takvimi olmadığı halde mevlid kandili bu takvim içerisinde aranıyor. Dini bir günü veya geceyi miladi takvime sürükleyip sabitlemek doğru mudur? Peygamber Efendimizin (s.a.v) miladi takvime göre 20 Nisan 571’de doğmuş olması, her sene 20 Nisan’da kandil gecesi gibi kutlu doğum haftası yapmak için yeterli bir sebep midir? Soruların cevaplarını arayacağız.
Takvim, yılları, mevsimleri, ayları, günleri hatta vakitleri göstermek üzere hazırlanan cetveldir. Arapça olan bu kelimenin doğrultmak, düzeltmek, yoluna koymak, tertip ve tanzim gibi manaları vardır. İnsanoğlu çok eski yıllardan beri çoğunlukla güneş ve ay esasına bağlı takvimler yapıp kullanmıştır.
Miladi takvim
Güneş yılı esasına göre düzenlenen bu takvim, insanların işlerini kolaylaştırır. Ancak miladi takvim normal bir insanın kurabilmesi ve herhangi bir astronomik hesap yapmadan kullanabilmesi kolay değildir. Takvimlerde bir yılı ya da ayı başlatma meselesi var. Miladi takvimde eskiden yılın başlangıcı güneşin koç burcuna (21 Mart) girişiyle başlardı. Şimdiyse oğlak burcu birinci ay, yani ocak başlangıç kabul ediliyor. Bunu tespit etmek o kadar kolay değildir. Hicri takvim ayın hareketini esas aldığından kullanımı oldukça kolaydır. Hiçbir astronomik bilginiz olmadan hilali görüp ayın başladığını anlayabilirsiniz.
Miladi Takvim daha çok dünyalık işlerin takibatında kullanılır. Hasat zamanı, ticari ilişkiler ona göre takip edilir. Mahsul ne zaman çıkacak, ne zaman pazara inecek, ne zaman satılacak gibi sorulara cevap arar. Bu günler seneden seneye değişmez, bellidir.
İbadet Takvimi Hicri Takvimdir!
Hicrî-Kamerî takvimi kullanmak için ayı görebiliyor olmak yeterlidir. Kullanımı çok kolay bir takvim olduğu için Hazreti Allah ibadetleri bu aya göre tashih etmiştir. Aya ve gecelere mahsus ibadetler dünyanın her yerinde ve her şartta ayın hareketlerine göre tayin edilebilir. Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.), “Ramazan hilâlini gördüğünüzde oruca başlayınız, şevval hilâlini gördüğünüzde de iftar (bayram) ediniz” (İbn-i Mâce, Siyam. 7) buyurmuştur.
Neden hicrî takvim
Müslümanlar ibadetlerini hicri takvime göre îfâ ederler. Çünkü hicri takvimde mübarek kandil geceleri, bayramlar her sene başka günlere rast gelir. Oruç ayı olan ramazan, her sene farklı günlere tekabül eder. Oruç mevsime göre bir sıra takip eder. Dünyanın her bölgesi ve zamanın her parçası hem yazın hem kışın dört mevsimin her evresinde orucu tatmış olur. Hicri takvim gece ile gündüz, yaz ile kış, soğuk ile sıcak arasında adaletlidir. Gece gündüz dengesinde ibadetler zaman döngüsüyle müsavi hale gelmiş olur. Müslümanlar Hicri takvimde zaman kaymasıyla her gün sırasıyla mübarek kandil ve gecelerin, bayramların bereketini yaşarlar.
Bu iki takvim birbiriyle karşılaştırılmaz. Ancak birbiriyle karıştırılmamalıdır da. Çünkü mübarek gecelerin ve mübarek ayların ibadet takvimi içinde belirli bir düzeni vardır. Herhangi bir kandilin miladi takvime sürüklenmesi, Hazret-i Allah’ın takdirinin de o tarihe geçeceği manasına gelmez. Bir de diğer kandiller arasındaki günleri anlamada ve takip etmede sıkıntılar ortaya çıkar. Dinî bir vecibeyi miladi takvime göre takip etmeye çalışmak zincirin halkalarını kopartır. Hatta ileride daha büyük karışıklıklara da sebep olabilir. Çünkü hicri takvimden bir günü alıp miladi takvime sürüklemek zincirin halkalarından birini kopartmak gibidir.
Veladet kandilinin yeri hicri takvimdedir
Peygamber Efendimiz’in veladeti, yani mevlid kandili, Rebîulevvel ayının 12. gecesidir. Öyleyse her yıl Rebîulevvel ayının 12. gecesi olduğunda Müslümanlar bu mübarek Mevlid kandilinden gereğince istifade ederler. Bu sene mevlid kandili, 3 Şubat 2012’de idrak edildi. Peygamberimizin doğum tarihinin miladi takvimde yer bulması, bu tarihe dini bir atıfta bulundurmaz. Önümüzde üç aylar olarak bilinen Recep, Şaban ve Ramazan ayları var. Ve bu aylarda da kandiller var. Usul yönünden de kandiller miladi takvimde tatbik edilmediğinden ibadet günlerinde hicri takvimi takip etmek gerekir.