Mart-nisan aylarında çiçek açan ters lalenin ömrü 15 gündür. En az lale kadar ünlenen ters lale için nisan ayında düşüyoruz yollara. Batman’ın Sason ilçesine varıyoruz. 2000 rakımlı Helkız Dağı’na tırmanacağız. Güzelliğe ulaşmak meşakkatli, bir o kadar da heyecanlı. Rehberimizle yola revan olmadan evin içinden bir ses geliyor. Süt kaynatmışlar daha yeni. Buyur ediyor bir ses. Eyvallah, deyip gülümsüyoruz ana yürekli yaşlı kadına. Evin avlusunda sütümüzü içip, koyuluyoruz yola.
Yol ilerliyor yavaş yavaş. Yükseliyoruz. Dağlara bahar gelmiş, hava bahar ayı gibi değil de yaz gibi sıcak. Arada soluklanıyoruz. Gözümüzün gördüğü hiçbir yer son durağımız olmuyor. Her sorduğumuzda az kaldı, cevabı yetişiyor. Ümitlerimiz her soruşumuzda azalsa da dağın ve baharın ve çiçeklerin, taşların; yaşadığımız anın tadına bırakıyoruz kendimizi. Yükseldikçe köy ufak bir mecra oluyor, ilçe bile küçülmeye başlıyor. En son ezan sesi ulaşıyor kulağımıza, vakti unuttuğumuzu hisseder gibi… Yol üstünde kekik, nane, ısırgan gibi envai bitkilerle karşılaşıyoruz. Onların keskin kokuları içimize dolarken, dağın tepesinden gelen esinti biraz olsun ferahlatıyor bizleri.
Turist kılığında bitki kaçakçılığı
Yolda ters lale efsanelerinden bahsediliyor. Batı kökenli olduğu aşikâr bu efsaneler, bizim topraklarımızda cirit atıyor. Ters lale efsaneleri her yöreye her insana göre değişmekte. Batılılar ise efsaneler türeterek ters laleyi sahiplenmeye çalışıyor. Halbuki toprak bizim, lale bizim, insan bizim… Ters lalenin kaçırılıp Eyfel Kulesi’nin altına dikildiği muhabbeti alıyor bizleri. Yapılan araştırmalar ters lalenin Anadolu motifi ve Anadolu çiçeği olmasını güçlendiriyor. Yardımcı Doç. Dr. Şevket Alp; ters lalenin 16. yüzyılda Fransız bir botanikçi tarafından yurtdışına kaçırıldığını ifade ediyor. Daha üç beş sene evvel, dünyada sadece Erzurum’da yetişen bir ters lale türünü kaçırırken iki Hollandalının yakalandığını okumuştuk. Kapıkule sınır kapısında yakalanan bitki kaçakçıları 5 bin 236 adet bitki çeşidini Anadolu’dan yurtdışına kaçırmaya çalışmışlar. Misafirperver milletiz işte, ne biliriz bitki kaçakçılığını. Hediye ederiz, turist deriz. Ama işte kötü niyet, misafirperverlik tanımıyor ki.
Rehberimiz diyor ki; bizim köylere de geldiler bitki kaçakçıları. Kimi İngiliz, kimi Alman, çoğu turist kılığında. Anladık ki köy halkı göz açtırmamışlar. Şimdilerde de Anadolu’nun dört bir tarafında nöbetler başlamış. Ters lale nöbeti tutuyor halk. 15 gün ömrü olan ters lalenin kıymetini bilen herkes katılıyor nöbetlere.
Ağlayan gelin sembolü
Bir saat sonra 2000 rakımın üstüne çıkıyoruz. Zirveye az bir mesafe kala ilkbahar tebessümü gibi ters laleler görülüyor. 30-40 santim boylarında turuncu-kırmızı renkli, baş kısmında kahküle benzer saçağı ve kök kısmındaki yaprakları ile muazzam gözüküyordu. Boynu aşağı uzadığı için lalenin tersine benziyordu bu çiçek. İsmiyle müsemma dedikleri bu olsa gerek. Ayrıca her sabah göbeğinden su yayıyormuş dışarı. Bu sebeple “ağlayan lale” de deyip hüzne sembol oluyor. Anadolu’da gelinler evlerinden çıkarken başlarına kırmızı tülbent takıp, mahzun bir şekilde evden ayrılmasına da atıfta bulunularak “ağlayan gelin” ismiyle de bilinir. Hüznün çiçeğidir, sembolüdür işte ters laleler…
Dağın tepesinde bir yanımızda akan su bir yanımızda ters laleler, manzara tam oturmuş. Rehberimiz hazırlıklıymış. Çayı demliyoruz, taşın üzerinde yaktığımız ateşle. Biz ters lalelerle ilgilenirken sofrayı da hazır ediyor. Sofra dediğimse ekmek, peynir, zeytin. Manzaranın etkisiyle yediğim en leziz yemeklerden oluyor bunlar. Çayın tadı ki bambaşka. Anadolu insanına doyum olmaz elbet. Ters lalenin güzelliğini, ayrılığın hüznüne katıp dönüşe geçiyoruz. İniş çıkıştan hızlı oluyor nedense. Nasıl çıktık biz buraya, hayret ediyoruz. Kim bilebilir ki bu dağların tepelerinin en güzel çiçeklere, bitkilere, ters laleye misafirlik ettiğini, hayretimizi okurlarımızla paylaşıyoruz.
Ömrü kısa etkisi uzun
Lale gibi soğanlı bitki olan ters lale, (fritillaria imperialis) ülkemizin endemik bitkilerinden. Türkiye’de Adıyaman, Bitlis, Elazığ, Malatya, Şırnak, Hakkari, Van ve Batman bölgelerinde yetişir. Dünya’da İran, Irak, Rusya, Pakistan gibi coğrafyalarda farklı türlerine rastlanır.
1000-3000 metreler arasında yaşayabilen ters lalenin toprağı bol olmalı, güneş görmeli ve su tutmamalıdır. Bunun için meyilli arazileri sever. Ömrü kısa; etkisi ömrünün kısalığına nispetle oldukça uzun… Ters laleler üzerinden parkinson, alzheimer ve kanser hastalıklarına çare aranmaya devam ediliyor. Ayrıca kozmetik sektöründe de kullanılıyor.