Videolar, kişiye hazır bilgiler sunar. Video seyrederken yeteri kadar odaklanılamadığı takdirde zihin, pasif duruma geçer. Dikkatini sürekli canlı tutamayan öğrenci, videodan bir şey öğrenemez. Bu da hem zaman kaybına hem de gereksiz bilgilerin, zihni meşgul etmesine sebep olur.
Kaan, 11. sınıfta, üniversite sınavlarına hazırlanan öğrencilerimizden biriydi. Ders çalışıyor, gayret ediyor ancak bunu, deneme sınavlarında gösteremiyordu. Ortada bir problem vardı. Onu anlamaya çalışıyorduk. Görüşmelerimizden birinde Kaan’ın, çalışmalarının önemli bir kısmını, bir “video platformu” üzerinden gerçekleştirdiğini öğrendim. Konuları, buradaki videolar aracılığıyla öğrenmeye çalışıyordu.
İşte tam bu noktada, problemin bütün ağırlığı, video seyretmeye vermiş olmasından kaynaklanabileceğini düşünmeye başladım. Kaan, ders kitaplarından çalışmak hakkında, “Hocam, ben kitaptan çalışamam ki. İnternetten videoları seyrediyorum.” diyordu. “Hep böyle mi çalışıyorsun?” diye sorunca, “Evet” cevabını aldım.
İnternet, bilgiye ulaşmayı ciddi anlamda kolaylaştıran bir mecradır. Aradığınız her şeyi bulabilirsiniz, fakat bulduğunuz, aradığınızı tam olarak karşılamayabilir. Ders, konu anlatımlarında da aynı durum geçerlidir. Konu anlatım videolarına ulaşmak kolay, alakalı-alakasız onlarca video arasından doğru videoyu seçmekse zordur.
Kaan’ın tamamen video tabanlı öğrenmeye şartlanmış olduğunu fark edince, bu konuyu etraflıca konuşmak istemiştim. Kaan, çalışacağı konuyu video paylaşım platformu üzerinde arıyor, karşısına çıkan videoları sırasıyla açıp birini seçiyordu. Bu da hem zaman kaybına hem de gereksiz bilgilerin zihnini meşgul etmesine sebep oluyordu.
Videolar, kişiye hazır bilgiler sunar. Video seyrederken yeteri kadar odaklanılamadığı takdirde zihin pasif duruma geçer. Dikkatini sürekli canlı tutamayan seyirci, videodan bir şey öğrenemez. Seyrettiği video sadece ses ve görüntü olarak kısa süreli hafızaya gider ancak kalıcı hafızaya geçmez. Hazır halde zihne sunulan bilgi çabuk unutulurken, zihnin kendi şekillendirdiği bilgiler daha kalıcı olur. Kaan, videolardan ders takip ederken, genelde pasif haldeydi. Not tutmuyor, tekrar yapmıyor ve sadece seyredip geçiyordu.
Video platformlarında öğrenmenin olumsuz tarafları:
1. Başlıkla uyumsuz içerikler:
Çarpıcı başlıklar, öğrencinin konuyu daha uzun sürede bulmasına sebep olur. Öğrenci, çalışacağı konuyla ilgili videoyu bulana kadar vakit kaybeder.
2. Dikkat çabuk dağılıyor:
Video ortamında sık sık dikkati dağılıyor ve bunu nadiren fark ediyordu. Ders dinlemek/çalışmak amacıyla bulunduğu video platformunda karşısına çıkan cazip videolar, reklamlar vs. odaklanmasını güçleştiriyor, bazen farklı noktalara, alakasız videolara dalıp gittiği oluyordu.
3. Reklamlar problem oluyor:
Dikkat dağınıklığına sebep olan bir diğer nokta, ders videoları içinde yer alan reklamlardır. Beş on saniyelik reklamlar bile öğrencilerin derse yoğunlaşabilmelerine engel oluyor.
4. Zihin tembelleşiyor:
Videodan öğrenmenin oluşturduğu diğer bir zaaf ise zihnin görsel uyarıcılara alışmasıyla alakalıdır. Video üzerinde her şey görselleştirilmiş olarak seyirciye sunulur. Bu halde hazır bilgiye ve renkli uyarıcılara alışan zihin, okumayı gerektiren durumlarda çabuk sıkılabiliyor.
5. Sadece video, öğrenmeye uygun değil:
Öğrenme için zihin de beden de aktif olmalıdır. Video seyrederken hem zihin hem beden, pasif duruma düşebilmektedir. Video karşısında not tutmak, anlaşılmayan noktaları tekrar dinlemek gibi hususlar göz ardı edilebiliyor.
Videodan öğrenme olur mu?
İnternet, sağladığı imkânlarla öğrenme ortamı ve fırsatı sunar. Bununla birlikte bazı riskler de bu fırsatlarla iç içe geçmiş durumdadır. Yanlış bilgiyi, doğruymuş gibi öğrenebilir, video platformunda aradığınız şeyi buluncaya dek epey zaman harcayabilirsiniz, ilgi ve alakanız başka bir alana yönelebilir.
Kaan ile yaptığım görüşmeler “Videodan öğrenmenin problemli taraflarını ve oradan öğrenme olur mu?” sorusunu aklıma getirdi. Bu soruya şöyle cevap verebiliriz; bazı hususlara dikkat etmek şartıyla videodan öğrenme olur.
• Öncelikle bakış açısını değiştirmek/düzenlemek gerekir. Video seyretmek, kitap okuyarak öğrenmeye göre daha kolaydır. Videolar bazen öğrenciye, kitaptan fazlasını da sunabilir; fakat kitabın yerini tutamaz. Bunun için öğrenmenin temeli, kitap üzerinden gerçekleşmeli, videolar, kitabî bilgiye destek niteliğinde olmalıdır.
• İnternet ve video platformları, dikkat dağıtıcı unsurlarla doludur. Özellikle gençlerin/öğrencilerin herhangi bir bilgi edinmek amacıyla girdiği platformda alakasız, dikkat çekici videolara kayması muhtemeldir.
• Dikkati, konu üzerinde tutmak adına reklamsız videolar seyretmek, alakasız video başlıkları dikkat dağıtmasın diye tam ekran yapmak, video platformları yerine reklamsız yayın yapan web sitelerini takip etmek faydalı olabilir. Yahut imkân dâhilinde videoları indirip reklamsız seyredilebilir.
• Eğitim psikologları, dersin başında ve sonunda anlatılanların hafızada daha fazla kaldığını vurgulamaktadır. Öncelik-sonralık etkisi olarak isimlendirilen bu durum, özellikle reklam amacı taşıyan platformlarda önem kazanır. Öğrenme amacıyla video seyreden kişinin öncelik-sonralık etkisine dikkat etmesi gerekir ki, aklında kalan şey, amacı dışındaki reklamlar değil ilgilendiği konu olsun.
• Videoyu seyrederken aktif bir dinleyici olunmalı, sadece dinleyip geçmek yerine anlaşılmayan yerlerde videoyu durdurmak/başa sardırmak, ilgili noktaları not almak gibi hususlara dikkat edilmelidir. Bu sayede zihin, aktif bir şekilde öğrenme fiilinin oluşmasına çabalayacaktır.