Yol Arkadaşı
Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Ev almadan önce komşu, yola çıkmadan önce de arkadaş arayın.”
Yola koyulmadan önce yapılacak ilk iş; yolu göze almaktır. Bunu başardıktan sonra, sıra yolu kontrol edip ona göre hazırlık yapmaya gelir. Yola koyulduktan sonra bir de arkadaş/refik bulundu mu, işte o vakit yol hem düzleşir hem güzelleşir hem kolayca nihayete erdirilir. Rıfk kökünden türeyen refik, “Nazik davranan kişi, arkadaş, dost” demektir.
Yola çıkacak kişi mümkün mertebe yalnız başına çıkmamalı, mümkünse din kardeşi bir yol arkadaşı ile çıkmalıdır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur; “Eğer insanlar benim bildiklerimi bilmiş olsa, hiç kimse geceleyin yalnız başına asla yola çıkmaz.” (Taberânî, Mu’cemü’l-Evsat, VII, 344, 345.)
Yolculukta beklenmedik hadiselerle karşılaşılabilir. Bir kişinin yalnız başına yola çıkması, can ve mal güvenliği açısından tehlikeli olabilir. Hastalık ve ihtiyaç hali zuhur edebilir. Ölüm meydana gelebilir. Yolculuk, arkadaş ile daha kolay olur ve tatlı geçer. Bu konuda, ibret alınacak misaller oldukça fazladır.
Kur’ân-ı Kerîm’de, Hazreti Musa’nın (a.s.), Yuşa b. Nun ve Hazreti Hızır (a.s.) gibi kıymetli zâtlarla yol arkadaşlığı ettiği anlatılır. (Kehf Suresi, ayet 60-61)
Zalim Dakyanus’un şerrinden Hazreti Allah’a sığınan Ashâb-ı Kehf, hep beraber yola çıkmışlar, birbirlerine iman yolunda destek olmuşlardır.
Resûlullah Efendimiz (s.a.v.), Taif’e giderken yanında arkadaş olarak Zeyd b. Harise’nin (r.a.) olduğunu görmekteyiz. En önemli yolculuklarından birisi olan hicret esnasında da Hazreti Ebûbekr-i Sıddîk’tır (r.a.) yol arkadaşı.
Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Ev almadan önce komşu, yola çıkmadan önce de arkadaş arayın.” (Taberânî, Mu’cemü’l-Kebir, IV, 268.) Ecdadımız da “Yoldan önce arkadaşını/refikini, evden önce komşunu seç, yola çıkmadan da azığını hazırla.” demişlerdir. Seyahat arkadaşının veya arkadaşlarının iyi huylu, geçimli ve anlayışlı kimseler olması da önemlidir. Zaten zahmetli olan yolculukta arkadaş da zahmet verirse, sıkıntı iki katına çıkabilir. İki yolcu da birbirine yük değil, destek olmalıdır.
Yolculukta, nezih, güzel latife ve mizah ile yolculuğun zahmeti azaltılabilir. Peygamber Efendimiz (s.a.v), bir yolculuk esnasında, Sefine isimli bir hizmetçinin, birkaç kişinin yükünü taşıdığını görünce şöyle buyurmuştur: “İşte sen şimdi Sefine oldun.” (Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 220, 221, 222.) Sefine gemi demektir. Gemiler, yük taşır. Böylece o hizmetçinin ismi ile, yaptığı iş arasında latife yoluyla irtibat kurulmuştur.
Şu veciz sözle nihayet verelim: Dağlar olsa önünde elbet aşılır. Refiksiz yola çıkana pek şaşılır.