Gripten Korunmak
Soğuk algınlığı (nezle) ve grip karıştırılmaması gereken iki hasalıktır. Nezle çeşitli virüslerin( Rinovirus, adenovirus vb.) neden olduğu, üst solunum yollarındaki burun akıntısı, hapşırık, boğaz ağrısı, burun tıkanıklığı, hafif kırgınlık ile baş gösteren bir hastalıktır. O kadar yaygındır ki bu hastalığa nerede ise her sene herkes en az bir defa yakalanır. Çoğu zaman istirahate bile gerek kalmadan kendiliğinden iyileşir.
Grip ise bulaşma şeklinin nezle ile benzer olmasına rağmen bulaşıcılığı kıtalar arası yayılabilen, akciğer hastalıkları ve ölüme kadar ilerleyebilen farklı virüslerin (İnfluenza) yaptığı bir hastalıktır. Nezleden farklı olarak yüksek ateş, yaygın kas ağrıları, öksürük, baş ağrıları daha ön plandadır. Nadir olarak sinüzit, orta kulak iltihabı, pnomoni (zatüre), kalp zarı iltihaplanması, beyin zarı iltihaplanması, akciğer ve karaciğer iltihaplanması yapabilir.
Grip hastalığı başlamadan 1 gün önce ve başladıktan 5. güne kadar bulaştırıcıdır. Bulaşması öksürük, hapşırık, tokalaşma, öpüşme, kapalı ortamlarda hasta kişilerle beraber bulunma şeklindedir.
Belirtileri genelde hastalık bulaştıktan 2 gün sonra kendini gösterir. Halsizlik, yüksek ateş, baş ağrısı, burun akıntısı, boğaz ağrısı, kuru öksürük, kas ağrıları, ishal şeklinde görülebilir.
Tedavisinde bol su içilmeli, doğal meyve veya meyve suları, soğan, sarımsak, zencefil, limon tüketilmeli ve mutlaka yatak istirahatı alınmalıdır. Kesinlikle antibiyotik kullanmak doğru olmaz ancak doktor kontrolünde sekonder bakteriyel enfeksiyon gelişte ise başlanabilir. Hastalık istirahat ve önerilen tedavi ile 1 hafta 10 günde kendiliğinden geçmesine rağmen halsizlik kırgınlık şikayetleri 2-3 hafta devam edebilir.
Asıl olan gribe yakalanmamak için korunma yollarının bilinmesi ve dikkat edilmesidir. Şu an tıbbın tek koruyucu ilacı aşıdır. Aşı bahar aylarında yapılır ama % 100 koruyuculuğu yoktur. Hastalığın daha hafif geçirilmesine yardımcı olabilir. Ayrıca korunma için şu tedbirleri sıralayabiliriz:
- Gripli kişilerle aynı ortamda bulunmamak, ortak eşyaları kullanmamak; mescit ve dershane gibi ortamların saatte 15 dakika havalandırılması, odaların kapılarının açık tutulması koruyucu önlem olabilir. Gripli kişilerin ağır şikâyetleri geçinceye kadar toplumdan uzak kalmaları, evlerinde istirahat etmeleri uygun olacaktır. Geçmiş zamanların bulaşıcı hastalığı olan veba (taun) konusunda Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ‘Veba olan yere girmeyiniz ve veba olan bir yerden başka bir yere gitmeyiniz. Oradan kaçmayınız’ şeklinde buyurmuştur.
- Su ve sabundan uzak kalmamak; sünnete uygun yemek öncesi ve sonrası mutlaka sabunlu suyla ellerin yıkanması.
Abdest alırken burna verilen su burun mukozasını nemlendirir ve mukozada birikmiş virüsler varsa onları da temizler, özellikle sabah namazı için alınan abdest 4-5 saattir pasif durumdaki vücudun uyarılması ve nem oranın düzenlenmesi için şarttır. Namaz için kalkıldığında yatak odasının havalandırılması önemlidir.
Namaz kılarken secdede başın kan akımının artması burun sinüslerini uyarır, belenmesini düzeltir.
Bu da günde seksen defa secde yapmamızın fiziki faydalarından biri olsa gerek.
-
- Dengeli beslenilmeli; C vitamini ağırlıklı meyvelerin tüketimi arttırılmalı (kivi, portakal, limon; sarımsak, soğan), balık haftada en az 2 defa tüketilmelidir. Meyve suları kesinlikle hazır alınmamalı evde taze meyvelerden yapılmalıdır.
Sünnete uygun beslenilmeli; tıka basa yemek yenmemelidir. Hadis-i Şerifteki; midenin üçte birini yemek, üçte birini su ile doldurarak gerisini boş bırakmaktan anladığımız az yemekle beraber suyun da ehemmiyetidir. Zira bol su tüketmek şifadır.
Su ve sıcak çayların virüsü ağız ve yutaktan alıp mideye sürükleme özelliği vardır; midede yüksek asitten dolayı virüs ölmektedir.
Sarı kantaron demletilip, balla tatlandırılarak arada bir içilirse iyi olur. (Şeker hastaları bal yerine tatlandırıcı kullanabilir.)
- Tuzlu su ile gargara yapmak mikropların ölmesine neden olur. Hadis-i Şeriflerde buyruluyor ki:
“Ya Ali, yemeğe tuz ile başla!”; [Şir’a].
“Yemeğe tuz ile başlayıp tuz ile bitirenin vücudundan Allahü teâlâ yetmiş hastalığı giderir.” [R.Nasıhin].
Tansiyon hastalarının tuz almaları tehlikeli olacağından ekmekteki ya da yemekteki tuza niyet etmeleri uygun olacaktır.
Selamun Aleyküm. Gerçekten çok faydalı yazılarınız var okudukça insana huzur veren telefonumun ana ekranınada ekledim sitenizi. Teşkkürler…