Bebekler Kime Ağlar?
Ağlama; insanların bebekliğinden bil-itibar yaşadığı sıkıntılı durumlarda güç yetiremediği taleplerini, her şeye gücü yeten makama bir arzuhalidir. Nice şefkat ve merhamet kapıları ancak ağlamakla açılır.
Uzun süredir kütüphanede duran ve her okumaya teşebbüsümde bir mani ile karşılaştığım bu kitap geçenlerde tekrar gözüme ilişmişti. Bu ayki mevzumuzun korku olduğunu öğrendikten sonra aileyi ve bilhassa çocuğu ilgilendiren korkular hakkında düşünürken, rafta duran o kitap “hadi artık beni oku” diyordu. Sonunda kitabı elime aldım ve sayfaları karıştırırken şu Hadis-i Şerifi gördüm; “Çocuğun ağlaması zikir, tehlil ve Allahü Teala’yı hamddir. Onun ağlaması, anne ve babası için dua ve istiğfardır.” (İmam-ı Deylemi)
Kitap, “İslam ahlakı ve adabı” ismi ile maruf Şir’at-ül İslam. Ehli sünnet alimlerinden İmamzade el Buhari tarafından, tasavvuftan ayrı düşünülmeyen Hanefi fıkhı çizgisinde yazılmış. İslam akaidi, ibadet, ahlak ve adaba dair bu kitabı yazarken Peygamberimiz’e ulaştıran altın silsilenin sekizinci altın halkası Hace Yusuf Hemedani (k.s)’den ilim ve feyz aldığını ifade ediyor. İmam-ı Rabbani (k.s)’nin, Ehli Sünnet rehberi Mektubat’ında bu eserden iktibaslarda bulunması münasebetiyle de muteber bir eser Şir’at-ül İslam. Minik yavrumu büyüttüğüm ve tam da gaz sancıları ile uğraştığım bir anda, her zamanki gibi derdimize derman oluveren mübarek sözleri gibi bu hadis-i şerif de beni çok rahatlattı. Aldığım bu müjdeyle sabır eşiğim yükseldi, bendeki bu rahatlık oğluma da aksetti tabi.
Bebeklerin ağlaması; konuşmasıdır
Anne babaların bebeklerini büyütürken özellikle ilk aylarda muzdarip oldukları hal, onların ağlamalarıdır ki hele de bu ağlamalar sebepsiz olursa bir telaştır evde başını alır gider. Bebekler için zaruri bir ihtiyaç olan ağlama, anne ve babaların sabırlarını zorlamakta, onları endişe ve çaresizlik girdabı içine çekmektedir. Bebeği ile birlikte hastaneden dönen anne babalar sessiz sedasız yatan yavrunun 2-3 hafta geçtikten sonra feryat ettiğini görünce endişeleniyorlar. Yetişkinin iki avucunu bile zor dolduran ama tatlılığı ile bir haneye bedel yavrucak, bacaklarını karnına çekiyor, kızarıp bozarıyor, hatta ağlamaktan morarıyor, ellerini çektiği acıdan dolayı sıkıca yumruk yapıyor. Bunu gören anne babaların içi gidiyor ve soluğu gecenin bir vakti acilde alıyorlar. Üstelik bu durum gecenin mutat saatlerinde ve diğer günlerde de devam edebiliyor.
Sağlıklı her bebekte görülen bu tarz korkutan ağlamalara gaz sancısı deniyor. Gaz sancısı ‘kolik’ bir hastalık değildir. Bebeğe zarar vermediği gibi büyümenin ve gelişmenin de işaretidir.
İlk haftalarda bebek ağlamalarının sebepleri ya açlık ya da altının temiz olmamasıdır. Yeterli anne sütü alıp da altı değişen bebek hâlâ ağlıyor, mızmızlanıyorsa ve huysuzluk yapıyorsa üçüncü bir ihtimal vardır, oda sevgi ve ilgi ihtiyacıdır. Herhangi bir hastalığı yok, ateşi de yükseldiği halde yine de ağlamaya devam ediyorsa, işte yazımıza mevzu olan bu ağlama kolik de denilen gaz sancısıdır.
Bebekler dünyaya tam olarak tekâmül etmemiş bir sindirim sistemi ile gelir. Yetişkinlerin hazmını kolaylaştıran birçok enzim bebeklerde henüz olmadığından kramp şeklinde ani ve yüksek
kasılmalar bebeği zorlar. Gaz sancısı aslında bebeğe zarar vermeyen, belirli bir süre ile sınırlı fizyolojik bir hadisedir. Birtakım tedbirlerle sancının önüne geçmek, en azından azaltmak mümkündür. Erken dönemde başlanan ek gıdalar, annenin yediği lahana, karnıbahar, kuru baklagiller, inek sütü ve pişmemiş soğan, baharatlı gıdalar, kahve, aşırı çay, çikolata gibi gıdalar gaza sebep olduğu gibi, bebeklere şekerli su içirilmesi, ağlamaması için emziğinin bala, pekmeze batırılarak verilmesi de gazı arttıran sebeplerdendir. Altının uzun süre ıslak bırakılması, bulunduğu ortamın aşırı sıcak ya da soğuk olması gazı ve sancıyı arttırmaktadır. Çok sık aralıklarla emzirilen bebeklerde de sindirilmemiş sütle karışan yeni süt sancı yapar. Biberonla beslenen bebeklerde ise biberondan geçen hava da gaza sebep olabiliyor.
Bu döneme nasıl sabredilmeli?
Daha çok akşamdan sonra gece saatlerinde 1-2 saatlik ağlama şeklinde ortaya çıkan bu durum, anne babaların da kendilerini sorumlu ve yetersiz hissetmelerine sebep olabiliyor. Ani başlayan ve teselli edilemeyen bu ağlama şekli 2 ila 4. haftada başlar, 6 ila 8. haftada şiddetlenir, en nihayetinde 4. ayda düzelir. Ailenin ilk bebeği ise herhangi bir rahatsızlık olup olmadığını anlamak için doktora götürülmesinde fayda vardır. Muayene neticesinde bir sıkıntıya rastlanmazsa, yapılması gerekenleri bilmek anne babayı rahatlatır.
Emzirdikten sonra gövdesini kalbinizin üzerine gelecek, başını da sol omzunuza olacak şekilde kendinize yaslayarak, sırtına saat yönünün tersine masaj yaparak gazını çıkarmanız sancıyı azaltır. Acı Elma (ada çayı) yağı ile göbeği etrafına ve ayakaltlarına masaj da faydalıdır. Sancısının başladığı saatlerden önce ısıtılmış havlu ile bacaklarını sıcak tutmakta da fayda vardır. Doktorun tavsiyesi ile ilk 15 günden sonra rezene ve kimyon çayı da gaz atıcı doğal ilaçlardandır. Kolik (gaz sancısı) anında bebeğe sarılmak, onu kucaklamak ve yumuşak bir ses tonu ile ninni, ilahi söylemek, Allah lafzı celalini tekrarlamak da bebeği sakinleştiren amillerdendir.
Eşlerin birbirine desteği gazı alır
Daha da baş edemezseniz ılık bir banyo yaptırmak, eşinizle iki ucundan tutarak bir çarşaf arasında fazla sarsmadan sallamak, belli bir tonda ninni gibi seslerle sakinleştirmeye çalışmak da yararı olan diğer çareler arasında sayılabiliyor. Ama her şeyden önemlisi eşlerin birbirlerine bu dönemde desteği bebek için elzemdir. insan sabrının nihayete erdiği o anlarda çocuğun el değiştirmesi hem çocuk için hem de sabrının sınırına gelmiş bir anne için bulunmaz bir nimettir.
Bu dönem çok fazla endişe edilmeden, yapılabileceklerin farkında ve hazırlıklı olmak sakince ve sabırlıca geçirilmesi gereken bir dönem. Şir’atül İslam ve yukarıda bahsettiğim o hadis-i şerif sabrımı arttırarak bana çok büyük bir müjde ve ilaç oldu. Ağlama; insanlar için bebekliğinden bil-itibar yaşadığı her anda güç yetiremediği talepleri, her şeye gücü yeten makama bir arzuhalidir. Nice şefkat ve merhamet kapıları ancak ağlamakla açılır. Bebeğin ağlaması bazen kendi hayat belirtisi, bazen evin neşesi, bazen Rabbi’sinden talebi ve bilhassa anne babası için istiğfardır.