EğitimAile Özel

Ebeveynler Eğitime Muhtaç Değil mi?

Dünya gelişiyor, değişiyor; yerinde sabit ne kalıyor? Her geçen gün çocuklar, aileler, kişilikler farklılaşıyor; toplumlar yenileniyor. Bu halde ebeveynlerin mevcut bilgileriyle evlatlarını yetiştirme imkânı var mı?

Hemen hemen her çocuğun gözlerini ilk açtığı yerdir burası. Burada tanımaya başlar; hayatı, kendini, çevresini ilk olarak. Tecrübe kazandığı ilk yer de burasıdır. Burası onun aile yuvasıdır, ilk mektebidir. Evvela, şefkatli bir öğretmenin kolları arasında bulur kendini. Sonra otoriter bir öğretmenin güven dolu ellerine düşer. Bunlar onun ilk ve daimi öğretmeni olacak, model alacak ebeveynleridir. Büyüyüp serpilmeye başladıkça hayatına birçok çeşitli kurum girecektir. Buralardan etkilenmekle beraber, öncelikle aile içinde, ilk öğretmenlerinin dokunuşlarıyla karakteri oluşmaya başlar çocuğun. Bu nedenle aile kurumu; ilk okulu, anne babası; ilk öğretmeni olacak çocuğun, ailede eğitim ihmal edilemeyecek kadar önemlidir. Peki, aileler bu önemin ne kadar farkındadır? Onların da kendilerini bilgilendirip geliştirecek bir eğitime ihtiyaçları yok mudur?

Yeni yer, yeni otorite

Çocukların okula başlamasıyla ebeveynlerin, onların gelişimleri üzerinde tahakkümü hafifler, kısmen de olsa etkisi azalır. Artık, bir çiçek gibi narin ve temiz çocukların hayatlarına, gelişimleri üzerinde söz sahibi olacak yeni bir otoriter, bahçıvan girmiştir. Bu bahçıvan iyiyse; ruhlarına dokunduğu çiçekler de iyi ve güzel yetişir; kötü ise; ruh derinliklerine bıraktığı öldürücü zehirlerle büyüyüp gelişmeden çiçekleri soldurur. Bu bahçıvan, ebeveynlerden sonra çocuğun gelişmesine katkıda bulunacak olan öğretmendir.

İlk defa ailesinden uzaklaşıp eğitim yuvalarına ayak basan çocuk, ailesinden ne öğrenmiş ise onunla hareket etmeye meyillidir. Bundan dolayı okulda öğrendikleriyle anne-babasından gördükleri arasında zıtlığın olmaması gerekir. Yoksa çocuk çelişkiler içinde afallar, gelişimi sekteye uğrar. Durum iyi gözetilmezse eğitiminde aksaklıklar meydana gelir. Bunun için okul ile sürekli iş birliği halinde olmalıdır her anne-baba. Problem çıktığında öğretmen ile alınan ortak kararlarla çözüme kavuşturulmalıdır.

Verilen eğitimin okul dışında da sürmesi için okul ile ebeveynler arasındaki iş birliği önemlidir. Yalnız, bunun böyle olması, anne-babaların üzerine düşen görevlerini bilmesi ve yerine getirmesi için bilinçli bir şekilde eğitilmeleri gerekmektedir.

Eğitimde süreklilik

Anne-babaların, çocuklarının eğitimine dahil olmaları sadece çocuklarına değil, kendilerine ve öğretmenlere de fayda sağlar. Peki, ebeveynler ilk olarak ne yapmalı, eğitime katılmaları nasıl olmalı?

Eğitim, ne okulla başlamıştır ne de sadece okulla devam eder. Hayat, okul dışında da devam ettiğinden eğitim kurumlarla sınırlı değildir. Bundan dolayı anne-babalar, eğitim kurumlarıyla ev arasındaki irtibatı hiç kesmemeli, sürekli okulla iletişim halinde olmalıdır. Yapılması gerekenlerin başında ilk bu gelir. Bu sayede çocukların gördüğü eğitim, evde de devam etmiş olacak, böylelikle eğitimde süreklilik sağlanacaktır. Bu da çocukların akademik başarı, sosyal gelişim, öğrenmeye istekli olmaları gibi birçok konuda kayda değer sonuçların elde edilmesine vesile olacaktır.

Nitekim yapılan araştırmalarda, okulla iş birliğinde olan ailelerin çocuklarının, okuduğunu anlama başarıları daha yüksektir. Başka bir araştırmada “aile katılım etkinlikleri”ne dahil olan ailelerin çocuklarında; sosyal becerilerinde gelişme, dil gelişimi, çevreye uyum sağlama ve akademik başarısının artması gibi alanlarda olumlu gelişmeler görülmüştür.

Ebeveyn okulları

Ebeveynlerin çocuğun; kişilik, ruhsal ve fiziksel gelişiminin sağlıklı olmasında, olumlu davranış kazanmasında, kendine, çevresine ve de yaşadığı dünyaya faydalı olmasında ailenin rolü bu kadar önemlidir. Böyle olduğundan dünyada anne-baba eğitimlerine ehemmiyet verilmektedir.

İkinci Cihan Harbi’nden sonra, Batı Avrupa’da “Anne-Baba Okulu” uygulamaları başlatılmıştır. Önce Fransa’da açılan okullar, sonrasında İsviçre ve Hollanda olmak üzere birçok Avrupa ülkelerinde de açılmıştır. 1964’te anne-baba eğitimlerine verilen önem iyice artmış, bunun üzerine “Anne-Baba Okulları Uluslararası Federasyonu” kurularak, Anne-Baba Okulları’nın ülke genelinde yaygınlaştırılması ve yapılan çalışmalarda bütün okulların aynı çizgi doğrultusunda hareket etmesi hedeflenmiştir. Bir yıl sonra anne-baba eğitiminin ne kadar gerekli olduğu daha da iyi anlaşılınca 36 değişik ülkedeki kuruluşlar, bu federasyona katılmıştır. Bugün de hâlâ birçok ülke bu federasyona üye olarak anne-baba eğitimine katkı sağlamak için çaba sarf etmektedir.

Bunun dışında, ABD’de de çok, erken çocukluk döneminde çocuğu olan anne-babalar için “Anne-Baba Becerileri İçin Sistematik Eğitim Programı”,  “Etkili Anne-Baba Eğitimi” gibi programlarla eğitim verilmektedir.

Ülkemizde bazı kuruluşlar tarafından buna benzer çalışmalar başlatılsa da dünyadaki kadar önemsenmemiştir.  Çocukların eğitim sürecine ailelerin dahil edilmesi, yaygın bir şekilde uygulanır konuma henüz ulaşmamıştır.

Sonuç

Hayatlarının büyük bir bölümünü ailesinin yanında geçiren çocukların gelişiminde anne-babanın tesiri büyüktür. İlk öğretmenleri, ilk model aldıkları onlardır. Yalnız, yaptıkları bazı şeyler var ki iyilikten ziyade kötülük getirir çocuklarına. Her anne-baba, onların hayat yoluna, başarması için nice kıymetli taşlar döşediğini zanneder. Bunu da çocuğunun iyiliğini düşünerek yapar. Zaten kim çocuğunun kötülüğünü ister ki? Fakat çocuğunu olumsuz yönde etkilediğinin, o taşların birer tuzaktan ibaret olduğunun farkında değildir.

Evvela, ebeveynler ahlâklı insanlar yetiştirmekle mükelleftir. Bu yüzden de çocuğun yürümeye başladığı hayat yolunu ilk önce dini ve ahlâkî taşlarla süslemesi gerekir. Bu taşların aydınlattığı yola, diğer başarılara ulaştıracak taşların konulması hayli kolay olacaktır. Bunun için de en kıymetli varlıkları olan çocuklarına her anlamda daha sağlıklı destek olabilmeleri, anne ve babalarının bir eğitim süzgecinden geçmesine bağlıdır.

Anne-baba okul etkileşimi çocuğun gelişiminde önemlidir. Fakat ülkemizde okul etkinliklerine velilerin katılımı pek azdır. Bunun başlıca nedenleri;

  • Ekonomik sebepler,
  • İş yerinden izin alamama,
  • Etkinliklerin zamanı ve duyuru eksikliği,
  • Okul-aile iş birliğinin öneminin anlaşılmaması,
  • Ebeveynlerin çocukları hakkında şikayet duyacağı endişesi.

Anne-babaları eğitime dahil etmek isteyen eğitim kurumları, ebeveynlere:

  • Eğitimin aile için bir ihtiyaç olduğu ve çocuklar kadar yetişkinleri de ilgilendirdiği,
  • Çocuğun beslendiği ilim kanallarından ailenin de beslenmesinin gerektiği, eğitimde sürekliliğin böyle sağlanacağı,
  • Ebeveyn, öğretmen ve okul üçlüsünün çocuğun başarısına etkisi,
  • Ahlâkın önemi ve ahlâk eğitiminin çocukta tek başına başarılamayacağı,
  • Ebeveyn eğitimindeki eksikliğin, dünyevî olduğu kadar uhrevî de olduğunu anlatmalıdır.

En Yeniler

Başa dön tuşu