Sağlıklı Hayat

Bedelini Ödeyerek Hastalık Satın Alıyoruz

Alışveriş Pratikleri

Zamanınız mı değerli, sıhhatiniz mi? Paketlerin üzerindeki bilgileri okuyacak kadar kendinize zaman ayırın. Güvendiğiniz bir marka bile olsa son kullanma tarihini mutlaka gözden geçirin. Paketin şekline ve saklanma koşullarına dikkat edin.

Ramazan ayının içerisinde bulunduğumuz şu günlerde gıdalar hakkında yazılan ne varsa dikkatimizi çekiyor. Daha dikkatli olmaya çalışıyoruz. Ne yediğimizin ayrıntılarını belki sorgulamıyoruz ama yediklerimizin ne kadar bir ücrete tekabül ettiği sürekli zihnimizde. Gıda alışverişi sadece fiyat kupüründen mi ibarettir? Yoksa ne alacağını bilip sağlıklı ve şüphe götürmez bir alışverişi bitirmek bir sanat mıdır?  Gıda uzmanı ve aynı zamanda “gıda alışverişi bir sanattır” diyenlerden olan Nurdan Tozan ile alışveriş sanatının şifrelerini sizin için çözmeye çalıştık.

Alışveriş bir sanat ise o sanata nasıl başlanmalıdır?

Alışverişe çıkarken iki şeyi unutmamalıyız. Biri, insan olduğumuzu ve bedenimizin bize emanet edildiğini. İkincisi, ailemizin sağlığı ve onların da en az kendimiz kadar değerli olduğunu. Bu duygular bizi alışveriş sırasında iki yönlü titizlendirmeli. Çünkü yediğimiz içtiğimiz her şeyden hem insani, hem de İslami olarak sorumluyuz. Ağzımıza attığımız her lokmanın, bize kazandırdıklarının yanında kaybettirdiklerinin de farkında olmalıyız. Sağlıklı beslenelim derken uygun olmayan şartlar altında yanlış ve sağlıksız beslenmemiz mümkün. Çünkü üreticiler ürünlerin raf ömrünü uzatmak ve onları cazip hale getirebilmek için çok fazla katkı maddesi kullanmaktalar. Bu katkı maddeleri de birçok hastalığa ve genetik bozukluklara sebep olmaktadır. Bunun sonucunda da ülkemizde daha önce görülmeyen alzheimer, hiper aktivite, hormon bozuklukları ve kısırlık gibi bir çok hastalık görülmeye başladı. Sebebi ise bilinçsiz ve kontrolsüz beslenmedir.  Bu yüzden alışverişe başlarken fiyatı kadar gıdaların bilgi veren kupürlerine de bakarak muhtevası üzerine seçici ve dikkatli olmalıyız.

Dikkatli alışverişin pratikleri hakkında neler söylenilebilir?

Bilinçli bir tüketici olarak sağlıklı ve doğru beslenmek istiyorsak en başta doğal ve taze ürünleri seçmeliyiz. Az işlem görmüş, doğallığı ile fazla oynanmamış ürünleri mümkün ise tanıdığımız yerlerden almalıyız. Bunun yanında kendi evimizde yapabildiğimiz yemekleri öncelikli olarak tercih edip, onları mümkünse kendi mutfağımızda yapmalıyız. Çocuklarımıza çok fazla katkı maddesi içeren ürünler yedirmemeliyiz. Özellikle küçük çocukları gazlı ve kolalı içeceklerden, cips gibi yiyeceklerden uzak tutmalıyız. Bunların yerine süt, süt ürünleri ve taze meyve sularını tercih etmeliyiz. Süt ve süt ürünlerinde mutlaka sağlıklı ambalajlardakiler tercih edilmelidir. Ayrıca markalardaki güvenirlik de dikkate alınmalıdır. Çünkü süt ürünlerinde hayvandan taşınan hastalıklar ambalaja kadar girebilir.

Alışverişte alternatifleriniz neler?

Konserve ürünlerinin yanında,  gazlı içeceklerden de uzak durulmalıdır. Kıvam arttırıcı jelâtinli ürünlerin zararları bilinmeli ve alışveriş sırasında bu konuda daha dikkatli olunmalıdır. Tatlandırıcılı ürünler ise çok fazla tercih edilmemelidir. Hazır çorbalar, (diyet ürünler de dâhil) soslar, içerisinde çok fazla katkı maddesi bulundurduğu için insan sağlığına ciddi zararlar vermektedir. Hazır turşular, uzun raf ömrü bulunan unlu mamuller, gıda alışverişlerinde çok fazla tercih edilmemeli, bunlar mümkünse ev ortamında hazırlanmalıdır. Et ve et ürünlerinde de salam, sucuk, sosis gibi çok işlem görmüş ve katkı maddesi içeren gıdalar güvenli yerlerden olsa bile yenmemelidir. Et mümkünse katkısız hali ile yenmelidir. Etin mat ve donuk renkli olanı tercih edilmeli, çok canlı ve kırmızı olanlar alınmamalı. Balıketi alırken de konserve yerine taze balık alınmalıdır. Tavukta ise mutlaka güvendiğiniz ve bildiğiniz yerleri tercih etmelisiniz.

Uzak durulması gereken mamullerin genel nitelikleri nelerdir?

Uzak durulması gereken ürünler: kola ve gazlı içecekler, turşular, soslar, bazı bisküvi çeşitleri, diyet içecekler, sakızların bir kısmı, şekerleme çeşitleri, suni tatlandırıcılar, hamburgerler, cipsler, konserve ürünler, patates kızartması, hazır ton balıkları, kıvam arttırıcı tatlılar, hazır çorba ve soslar, bulyon adı altındaki kimyevi tuzlar ve tatlandırıcılar, bazı çikolatalar, salam, sosis, jambon gibi hazır et ve et ürünleri olarak sıralanabilir.

Hastalıkların ortak özellikleri nelerdir?

Bu sayılan ürünlerin genel niteliklerinde çok fazla katkı maddesi, yapay tuz ve tatlandırıcı vardır. Bazılarının hazırlanış şekilleri ise insan sağlığını doğrudan tehlikeye atar. Bu ürünlerde kullanılan katkı maddelerinin insanlarda bıraktığı kalıcı rahatsızlıkların yanında öldürücü sonuçları da vardır. Bu katkı maddelerinden bir kısmı İslami kaidelere göre de haram sayılmaktadır. E120; doğal organik boya maddesi cocouscati adlı bir böcekten elde edildiği için Hanefi mezhebine göre yenmesi caiz görülmemektedir. E120; gazlı içeceklerde, reçel yapımında, meyve sularında kullanılabilmektedir.

Kıvam arttırıcı olarak jelâtinli ürünlerden de uzak durmak gerekir. Çünkü kıvam arttırıcı olarak sığır ve domuz jelatini kullanılmaktadır. Domuz jelâtini insan sağlığı açısından sakıncalı olduğu gibi dinen de haramdır. Tatlandırıcı olarak tatlılarda ve tüm diyet ürünlerde E952 suni tatlandırıcılar kullanılmaktadır. E952; kansorejen bir maddedir. Soslar, hazır şekerlemeler, diyet yiyecek ve içecekler aspartan (E951) içermektedir. Zekâ geriliğine ve alzheimer hastalığına yol açar. Bisküviler, unlu mamuller, kolalı gazlı içecekler, hazır turşu ve soslar E221 ihtiva eder. Ürünün raf ömrünün uzun olmasını sağlayan bu madde, kansorejen bir maddedir ve uzak durulmalıdır.  Sonuç olarak bu tür ürünler çok fazla katkı maddesi ihtiva eder. Bu katkı maddeleri de önce dinimizi, sonra sağlığımızı tehdit etmektedir.

“Kısırlık arttı”, “Kanser oluyoruz”, “Kalp hastalıklarından kurtulamıyoruz” bu iddiaların alışverişle bağlantısı nedir? Ve sorunları çözmek kolay mıdır?

Sadece bunlar değil, hiç duymadığımız tuhaf hastalıklar da ortaya çıktı. En kötüsü ise bu hastalıkların yaygınlığı arttı ve yaş ortalaması da düştü. Ama gözünüz çok da korkmasın. Bu tür hastalıklardan bilinçli beslenerek uzak kalabiliriz. Bilinçli beslenme günümüzde kolay değil. Alışveriş sırasında dikkatten kaçarak alınan bir gıdanın hemen etkisi ortaya çıkmaz. Yaşadığım bir olayla bunu izah etmek istiyorum. “Uzun yıllar önceydi. Hocalarımızdan biri doçentlik tezini mamalar üzerine yapmıştı. Mamaların yan etkileri üzerinde yaptığı araştırmalarda hiperaktivite özelliklerinin çok olduğunu görmüştü. 15 yıl önce okuduğum bu tezin şimdilerde etkilerinin ortaya çıktığını görerek üzülüyorum. Çünkü bu durum o yıllarda izah edilmesine rağmen tedbir alınmadı. Ve zaman içerisinde oluşturduğu zararların miktarını bilmek artık zor.”

Somut misaller verebilir misinzi?

Yanlış beslenme sonucunda ortaya çıkan birçok yeni hastalığın en başta gelen sebepleri arasında fast food ürünlerinin fazla yenmesi ve insanlara bunların hoş gösterilmesi yatmaktadır. Hormonlu sebze üretimi ve sebzelerdeki zirai atıklar da ikinci bir sebep. Çünkü bunlar insanlarda kısırlık yaptığı gibi bilinen bilinmeyen daha birçok hastalığa da davetiye çıkarmaktadır. Bunun önüne geçmek için sebze ve meyveleri mevsiminde tüketmeliyiz. Bunların normal boyutlarda olanlarını tercih etmeliyiz. Kabuğu soyulan her meyve ve sebzeyi mutlaka kabuğunu soyarak yemeliyiz. Çünkü bazı zirai atıklar ne kadar yıkanırsa yıkansın kabuktan ayırmak zor.

Özetleyecek olursak çok yağlı yemek, hazır fast foodlarla beslenmek kalp rahatsızlıklarını arttırır. Konserve ton balıklar, yağlı krem peynirler, boyalı şekerler, pastalar, tatlılar, cipsler, sosisler kalp ve damar rahatsızlıklarının oluşmasında önemli oranda etkiye sahiptir. Ayrıca dondurulmuş ürünler ve asitli içecekler de kalp ve damar rahatsızlıklarında önemli rol oynar. Bu tür ürünler bağırsak ve mide kanserlerine de yol açar. Bu hastalıklardan uzak kalabilmek için fast food besin ürünlerinden uzak durmalıyız. Bunun yerine taze peynir (lor peynir) tercih edilebilir. Asitli içecekler yerine doğal içecekler, meyve suları tercih edilmelidir. Hazır çorba ve tatlandırıcılar tercih edilmemeli, dondurulmuş ve konserve ürünler yerine taze ürünler yenilmelidir.

BUNLARA DİKKAT!

  • Gıda alışverişi yaparken öncelikle ürünün tazeliği ve saklanma şekline dikkat edilmelidir..
  • Ürünün paket üzerindeki açıklamaları ve tarihleri dikkatlice okunmalıdır.
  • Ürün sağlıklı dahi olsa raf ömrü geçmiş ya da yanlış saklanmışsa ürün alınmamalıdır (zehirleyici olabilir).
  • Ürün seçerken az işlem görmüş olanlar tercih edilmelidir.
  • Güvenilir markalar seçilmelidir.
  • İçeriğinde çok fazla katkı maddesi bulunduran ürünler tercih edilmemelidir. Tatlandırıcı bulunan ürünler ise az tercih edilmelidir.
  • Ürün ambalajının, şeklinin, renginin, bozuk ve küflü olmaması gerekir.
  • Kafein içeren ürünlerden uzak durulmalıdır.
  • İçerisinde aspartan (E951), doğal organik boya (E120), siglomat (E952), sodyum benzoat (E221) gibi katkı maddeleri fazla olan ürünler yenmemelidir.
  • Çok yağlı ortamda hazırlanmış, çok tuz içeren ve çok yüksek ısılarda pişirilmiş ürünlerden uzak durulmalıdır.

En Yeniler

Başa dön tuşu